Kan, vücudun sağlıklı bir şekilde beslenmesi, asit baz dengesinin korunması, hormon ve nörohormonların taşınması, tuz ve su dengesinin korunması için önemli bir role sahiptir. Vücut ısısının yaşamsal fonksiyonlar için dengeli ve ideal seviyede kalmasını sağlayan kan, taşıdığı hücresel ve humoral bağışıklık sistemi ile vücut sistemini dış etkenlere karşı korur. Kan temelde sıvı kısım ve hücresel elementler olarak adlandırılan iki bileşenden oluşur. Sıvı kısım, plazmadan ibarettir. %91'i su olan ve damar yapıları içinde basınç oluşturan bu kısımda albumin, globulin, fibrinojen, karbonhidrat, lipid gibi organik maddeler bulunur. Kanın katı ya da şekilli bölümü olarak da bilinen hücresel elementler ise eritrosit, trombosit ve lökositlerden oluşur.
Lökosit Nedir?
Beyaz kan hücreleri (WBC) ya da lökositler, bağışıklık sisteminin önemli bir parçasıdır ve vücudu enfeksiyonlara karşı koruyan hücrelerdir. Kanın şekilli elemanlarının sadece küçük bir bölümünü oluştururlar, ancak vücut enfeksiyonlarla karşılaştığında hızla çoğalabilirler. Lökositler bağışıklık sisteminin savunma kalesi olarak düşünülür ve temel görevleri vücuda giren bakteri, virüs, mantar ve toksin gibi yabancı maddeleri tanıyarak bunları yok etmektir. Lökositler, damar yapıları içinde dolaşırken, bakteri veya virüs gibi yabancı organizmaların bulunduğu bölgeye yönlendirilerek enfeksiyonun yerel olarak kontrol altına alınmasına yardımcı olurlar.
LEU olarak kısaltılan lökositler, 5 farklı tipte beyaz kan hücresini kapsar ve her bir hücre tipinin farklı görevleri vardır:
- Nötrofiller: NEU olarak kısaltılan ve vücutta enfeksiyona sebep olan yabancı organizmaların yanına ilk ulaşan öncü hücrelerdir. Nötrofiller, yabancı organizmalarla mücadele etmek için kimyasal enzimleri serbest bırakır ve onları sindirir. Lökosit hücre grubunun %55 ile %70'ini oluşturur.
- Lenfositler: Lenf dokusunda ve kemik iliğinde bulunan, LYM olarak kısaltılan lenfosit hücreleri, kemik iliği tarafından üretilir. Bir kısmı üretildiği bölgede kalarak B hücrelerine dönüşürken, büyük bölümü timüs olarak tanımlanan, göğsün orta bölgesinde yer alan lenf bezine giderek T hücrelerine dönüşür. Daha sonra bademcik, dalak, bağırsak ve lenf bezleri gibi lenfoid dokularına yayılır. Vücutta var olan yabancı organizmalara karşı lenfokin adlı kimyasalları salgılayarak diğer bağışıklık sistemi hücrelerini uyarır ve bu hücrelerin yabancı organizmaya saldırmalarını sağlar.
- Monositler ve Makrofajlar: Alyuvarların yaklaşık %8'ini oluşturan monositler, kemik iliğinde üretildikten sonra kana karışır. Kan dolaşımındayken monosit olarak tanımlanan bu hücre yapıları, birkaç saat içinde dolaşım sisteminden çıkarak dokulara ulaşır. Dokuya ulaşan monosit yapılarına makrofaj denir. Enfeksiyona sebep olan mikroorganizmaları ortadan kaldırır, ölü hücreleri temizler.
- Eozinofiller: EOS olarak kısaltılan eozinofiller, vücuttaki inflamasyon yani yangısal ve alerjik reaksiyonlara sebep olan parazitleri parçalayarak, yok olmalarını sağlayan enzimler üretir.
- Bazofiller: Vücutta yer alan lökosit tipleri arasında en az sayıda olan bazofiller, enfeksiyon ve paraziter enfeksiyon tipleri ile mücadele eder. Alerjik reaksiyonlar sırasında histamin salgılayarak, vücudun immünoglobulin E adlı antikoru üretmesini sağlar. Ayrıca salgıladığı heparin sayesinde, kanın akışkan yapısını arttırır.
İdrarda Lökosit Yüksekliği Nedir?
İdrarda lökosit yüksekliği kendini, bulanık ya da kötü kokulu idrar, ağrılı ya da sık idrara çıkma, ateş, titreme, idrarda kan varlığı, kadınlarda pelvik ağrı gibi belirtilerle gösterir. İdrarda lökosit varlığı pek çok hastalığın habercisi olmakla birlikte tedavisi de mevcut enfeksiyonun tedavi edilmesiyle yapılır. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi adına B ve C vitamini bakımından zengin gıdalarla beslenmek, idrarda lökosit düzeyinin azalmasına yardımcıdır. Sabah ilk idrar ile ölçümlenen ve idrarda bulunması normal kabul edilen lökosit aralığı 0 ile 5 WBC/HPF'dir.
İdrarda Lökosit Yüksekliği Neyi Gösterir?
Yapılan idrar tahlili ile ölçülen lökosit seviyesi 5 WBC/HPF'den yüksekse, bu durum pek çok farklı hastalığın habercisi olabilir. İdrar yolu enfeksiyonu en sık rastlanan neden olmasına rağmen, aşağıdaki hastalıkların varlığında da idrarda lökosit yüksekliği görülebilir:
- İdrar Yolu Enfeksiyonu: İdrardaki lökosit seviyesinin normal düzeyin üzerinde olmasının en yaygın nedeni idrar yolu enfeksiyonudur. Bu enfeksiyon, üretra, üreterler, mesane ve böbreklerde görülebilir.
- İdrar Yolu Tıkanıklığı: İdrar yolundaki tıkanıklıklar böbrek taşları, prostat (erkeklerde) veya jinekolojik tümörler (kadınlarda) gibi nedenlere bağlı olabilir. Ayrıca uzun süre idrarı tutma alışkanlığı da tıkanıklık riskini artırabilir.
- Böbrek Taşı: Böbrek taşları, ağrı, ateş, titreme, mide bulantısı ve kusma gibi belirtilere yol açabilir ve idrarın atılmasını zorlaştırarak bakteri oluşumuna neden olabilir.
- Böbrek Enfeksiyonları: Böbreklerdeki enfeksiyonlar, idrarda lökosit yüksekliğine sebep olabilir. Bu genellikle tedavi edilmemiş idrar yolu enfeksiyonlarından kaynaklanır, ancak bazen dolaşım sistemi ile taşınan bakterilerin böbreklere yerleşmesi sonucu da olabilir.
- Gebelik: Gebeliğin her üç aylık döneminde (trimester), kanda bir miktar lökosit yüksekliği gözlenebilir. Ancak idrarda lökosit yüksekliği, vücutta var olan enfeksiyonun bir işareti olabilir.
Lökosit Düşüklüğü Nedir?
Bazı viral ve bakteriyel enfeksiyonların yanı sıra, süt ve süt ürünlerinden bulaşan brusella, sıtma gibi parazitlerden kaynaklı enfeksiyonlar, bazı mantar türlerine bağlı enfeksiyonlar, anemi, karaciğer hastalıkları, otoimmün hastalıklar, bazı kanser türleri ve kullanılan ilaçlara bağlı olarak lökosit düşüklüğü görülebilir. Bu tip hastalıklar, kemik iliğinin lökosit üretimini engelleyerek, kanda lökosit miktarının düşmesine neden olur. Ancak bağışıklık sisteminin sağlıklı bir şekilde işlevini yerine getirmesi için lökosit miktarının normal değerler arasında olması son derece önemlidir.
Lökosit Değerleri Kaç Olmalı?
WBC seviyesi, tüm yaş gruplarında kan testi ile ölçülse de, beklenen normal değerl aralığı farklıdır. Yenidoğanlarda beyaz kan hücrelerinin seviyesi, mikrolitre başına 9 bin ile 30 bin aralığında olması beklenirken, çocuk ve yetişkinlerde bu oran 4 bin 5 yüz ile 11 bin aralığında olmalıdır. Ayrıntılı olarak normal lökosit değerleri şöyledir:
- 0-1 Ay: 9.4 - 34.0 mcL
- 2-12 Ay: 5.0 - 19.5 mcL
- 1-3 Yaş: 6.0-17.5 mcL
- 4-5 Yaş: 5.5 -15.5 mcL
- 6-15 Yaş: 4.5 - 13.0 mcL
- 15 Yaş ve Üzeri: 4.5 - 11.0 mcL
İdrarda görülen lökosit seviyesi ise 0 ile 5 WBC/HPF aralığında olmalıdır.