Fransa’da üretilen ve uluslararası pazarda önemli bir paya sahip olan Perrier marka maden sularıyla ilgili halk sağlığını ilgilendiren ciddi bir bulgu gündeme geldi. Fransa'nın Gard bölgesindeki üretim tesisinden çıkan bazı Perrier şişelerinde, insan ve hayvan dışkısından bulaşabilen enterobakteri tespit edildi.
Yapılan incelemelerde, kirlenmenin özellikle 75 cl’lik şişelerde yoğunlaştığı belirlendi. Söz konusu bakterilerin, idrar yolu enfeksiyonları, sepsis (kan zehirlenmesi), şiddetli ishal ve mide-bağırsak enfeksiyonlarına yol açabileceği bildirildi. Bu gelişme üzerine Perrier'in “doğal mineralli su” etiketiyle piyasaya sürülme statüsünün iptal edilebileceği belirtildi.
Şirketten açıklama: “Üretim hattında teknik bir müdahale sonrası oluştu”
Markanın sahibi Nestlé Waters, yaptığı açıklamada durumun üretim hattında gerçekleştirilen teknik bir müdahale sonrasında meydana geldiğini ifade etti. Şirket ayrıca, “sondaj kuyularından herhangi bir sapma olmadığını ve piyasaya sürülen tüm ürünlerin güvenli olduğunu” savundu. Ancak bağımsız uzmanlar ve sağlık otoriteleri bu açıklamayı yeterli bulmadı.
Bilimsel rapor: “Kaynaklar saflığını kaybetti”
Fransa’daki bölgesel sağlık ajansı, Gard valisine sunduğu raporda, Perrier’in suyunun artık “doğal mineralli su” statüsünü karşılamadığı görüşünü dile getirdi. Raporda, markanın kullandığı tüm sondaj kuyularının orijinal saflığını yitirdiği ve suyun artık arıtma işlemine tabi tutulmadan tüketilemeyecek durumda olduğu kaydedildi.
Uzmanlar ayrıca fabrikada kullanılan 0,2 mikronluk filtrelerin, dışkı bakterilerini arıtmakta yetersiz kaldığını vurguladı. Geçtiğimiz yıl da benzer bir durum yaşanmış, dışkı bakterileri tespit edilen iki milyon şişe Perrier maden suyu imha edilmişti. O dönem yaşanan kirlenmenin, Mart ayında bölgeyi vuran Monica Fırtınası ve sonrasında gelen yoğun yağışlardan kaynaklandığı açıklanmıştı.
Rapor: Test sonuçlarında çelişki var
Fransa basınında yer alan ve çeşitli medya organlarınca kaynak gösterilen sağlık raporunda, Nestlé’nin sunduğu test sonuçlarıyla sağlık otoritelerinin bulguları arasında büyük farklılıklar bulunduğu ifade edildi. Raporda ayrıca "olumsuz bir sağlık görüşü" ifadesi yer aldı.
