Algı yüz yılın en güçlü silahıdır ve kim daha iyi kullanırsa o güçlüdür. Algı; algılama, duyularımız tarafından alınan bilgileri yakalama, işleme ve aktif olarak anlamlandırma yeteneğidir.
Duyu organlarımız aracılığıyla bize ulaşan, uyaranlar aracılığıyla çevremizi anlamamızı sağlayan bilişsel süreçtir. Bu önemli bilişsel yetenek günlük yaşamımız için çok önemlidir çünkü çevremizi anlamamız mümkündür. Algı, bilişsel eğitim yoluyla eğitilebilir ve geliştirilebilir. Algılama aktif bir süreçtir ve bilginin hem "aşağıdan yukarıya" hem de "yukarıdan aşağıya" işlenmesini gerektirir. Yani, yalnızca aldığımız bilgiler (pasif, aşağıdan yukarıya işleme) tarafından yönlendirilmiyoruz, aynı zamanda bilgiyi kontrol eden belirli bir uyaranı (aktif, yukarıdan aşağıya işleme) bekliyor ve tahmin ediyoruz.
Algının en büyük etkisi sosyal ve görsel medya üzerinden verilen mesajlar ile olur. Bir markayı, bir kişiyi, bir devleti mağdurda da, kahramanda gösterebilir. Görsel medya insanlar üzerinde beyin fonksiyonlarını uyuşturarak, anlama ve sorgulama yetisini azaltır, güven ve inanırlık etkisi yaptığı için insan algısını verilmek istenen mesaj üzerinde olumlu yada olumsuz yönde etkiler.
Tek kurşun atmadan bir toplumun değerlerini algı ile değiştirebilir ve hatta yıkabilirsiniz. Günümüzde İslamafobide bu algı yöntemi ile sürekli pompalanıyor. Bu algı operasyonları ile Müslümanlar terörist, cahil ve kadınlara değer vermiyormuş gibi lanse ediliyor. Hâlbuki gerçekte olan bu değildir. İslam dini insan öldürmeyi yasaklamamış, ilk emri “Oku” olan ve kadının ayakları altına cenneti veren büyük ve kutsal bir dindir. Hatırlarsanız ABD, 11 Eylül 2001 saldırılarında iki uçağı Dünya Ticaret Merkezine çarparak gökdelenlerin yıkılma anını canlı dünyaya servis etti ve sonrasında Müslümanları terörist olarak gösterdi. İşin aslı onlarca yıl sonra ortaya çıktı. Dünya iş merkezinin uçak çarpması ile yıkılmadığı bomba düzenekleri ile yıkıldığı ortaya çıktı. Buradaki amaç algı yaratarak Müslümanlara saldırmaktı ve başardılar. Buna benzer bir konuda Irak’ta nükleer silah var iddiası ile Irak’ı işgal ettiler, dünya bunu televizyonlarında canlı izledi ve ABD’ye alkış tuttu, savaşın sonunda Irak parçalandı ve binlerce insan öldü, sakat kaldı ve işkence gördü. Sonuç olarak nükleer silah bulunamadı denildi. Dünya bunada sessiz kaldı çünkü savaş bütün acımasızlığıyla devam ederken mağdur taraf ABD olarak gösterilmişti, durum tam tersiydi sebebi algıyı yönetmeleriydi.
İsrail-Filistin savaşının durması için İsrail ürünleri boykot ediliyor ve bu süreçte öldürülen çocuklar, yıkılan hastanelerin görselleri kullanılıyor. Hiç düşündünüz mü boykot edilen markaların satılmaması durumunda halk hangi markayı tercih edecek? Evet, bu boykotları gizli algı yönetimiyle büyüme yolunda olan başka muadil markalar destekliyor ve finanse ediyor ki bu yolla kendi ürünlerinin satışı yüzlerce kat artacaktır. Savaşlar insanlık suçudur, eğer bir marka teröre finans sağlıyorsa bunun boykotunu vatandaş değil hükümet yapar. Yani o ürünün ve markanın satışı tamamen yasaklanarak boykot edilmelidir diye düşünüyorum. Parası ödenmiş kolilerce kola alıp yerlere dökmekle boykot edilmez, aksine arttırır buda o markaya kâr ettirir. Bu o kola firmasının algı tekniğidir.
Sosyal medyada zengin ve lüks içinde yaşayan insanların videosu ve fotoğrafları boy boy dolaşıyor. Kızlarımız manken gibi sürekli kıyafet kombineleri ve makyaj videoları paylaşıyor, lüks mekânlar ve arabalarla verilen pozlar, tatil pozları gibi sayısız kendini olduğundan başka gösterme yöntemleri. Filtreli fotoğraflar kızları ve erkekleri çok güzel ve çok genç gösteriyor. Buradaki amaç algıyı yönetmektir, gerçekte o fotoğraf sahipleri görüldüğü gibi değiller. Evinde yiyecek bulamayan nedendir bilinmez kendini zengin gösterme, yüzüne bakılmayacak kadar itici ve çirkin olanlar filtrelerle güzel gözükme derdinler “Ya olduğun gibi görün, yada göründüğün gibi ol” Gördüklerimize, duyduklarımıza inanmadan önce bir kere daha düşünüp araştırmamız lazım, yoksa birilerinin yönettiği algı operasyonun parçası olabiliriz. Eski adıyla Fitne yeni adıyla Algı.
Yenilenen kapağı ve üçüncü baskısı ile “İstihbaratçı & Akıl Oyunları” romanımı okudunuz mu? Okumayanlara okumasını tavsiye ederim. Allah’ ısmarladık hoşça kalın.