AK Parti İstanbul Milletvekili Av. Serkan Bayram'ın kitaplara ve filmlere konu olan sıra dışı hayatı...

Bebekken buğday tarlasında çıkan yangında vücudunun büyük bölümünde yanıklar oluşan ve ellerini kaybeden koca yürekli bir bireyin hayata tutunma mücadelesini paylaşacağım bugün sizlerle. Neden mi? Çünkü bu mücadele neticesinde elde ettiği azminin zaferi milyonlara umut oldu ve onu artık dünya tanıyor, örnek alıyor, alkışlıyor.

AK Parti İstanbul Milletvekili Av. Serkan Bayram'ın kitaplara ve filmlere konu olan sıra dışı hayatı; 1974 yılında Erzincan’ın Refahiye ilçesi Üçören köyünde başlıyor. Henüz kundaktaki bir bebekken annesinin çalıştığı buğday tarlasında çıkan yangında vücudunun büyük bölümünde yanıklar oluşan ve ellerini kaybeden Bayram’ı meşakkatli bir hayat beklemektedir. 40 gün yoğun bakımda kalan Serkan bebek 41. gün hayata tutunur.

Yaşamının ilk yıllarında engeli sebebiyle toplumun yadırgayıcı baskısı yüzünden çok yorulmuş Bayram. Öyle ki; “18 yaşına kadar elleri cebinde gezen bir genç oldum” diye anlatıyor bu zor günlerini. Kendisine sorulan neden, niçin sorularına muhatap olmaktan çok sıkıldığı için sonunda üzerinde “sorma” yazan bir tişört yaptırmış. Bu kadar değil elbette, Serkan Bayram’ın karşılaştığı zorluklar. 1996 yılında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra 1997’de hakimlik savcılık sınavına girer. Ancak; Hakimler savcılar Kanunu’nun 8. Maddesi “Alışılmışın dışında yadırgayıcı vücut bozukluğu bulunmamak” maddesi nedeniyle mülakatta elenir. 20 yaşında bir gençken hayalleri yıkılan Bayram; yurt dışına çıkma kararı alır; çok acı bir gerekçe ile hem de. Neden yurt dışında yaşamak isteğini “yurt dışına gideyim de en azından yabancı dil bilmiyorum sorduklarını nasıl olsa anlamam” diye düşündüğünü anlatıyor bugün tebessüm ederek. Vize talebi de reddedilen Serkan Bayram’ın önünde iki seçeneği vardır. Ya dünyasını değiştirmek ya da mücadele etmek. Mücadele etmeyi seçer ve onurlu mücadelesine radikal bir kararla yön verir. Önce bütün Türkiye’nin kendisini tanımasını ister, durumunu bir defa sorsunlar öğrensinler ve bir daha sormasınlar dileğiyle. Kendi avukatlık bürosunu açar ve 20 yıl boyunca 10 bine yakın vekalet alarak başarılı bir şekilde mesleğini icra eder. Ardından siyasete atılır. 40 gün yoğun bakımda kalan 41. gün yaşama yeniden tutunan Serkan Bayram mucize gibi bir tevafukla 41 yaşında Erzincan Milletvekili olur. Artık mücadelesine siyaset arenasında devam edecektir. İçinde uhde kalan savcılık sınavında yaşadıklarını başka Serkanlar yaşamasın ister. Şahsi gayreti, Cumhurbaşkanı Erdoğan ve tüm siyasi partilerin desteğiyle savcılık hakimlik kanununun 8.maddesini değiştirilir.  Böylece sessiz bir devrim gerçekleşir ve engelli bireylerin hakimlik ve savcılık yolu açılmış olur. Engelleri kaldırma cabası hiç bitmeyen Bayram’ın gayreti ilgili birimlerin ve kişilerin desteğiyle birleşince görme engelli bireylerin refakatçı olmadan oy kullanmaları sağlanır.

Umut olmak, ışık tutmak misyonuyla çıktığı bu mücadeleyi bir eserle taçlandırarak ölümsüzleştirmek ister. Yaşadıklarını anlatan Buğday Tanesi kitabını yazar. Milyarlara umut olan bu muhteşem eser ilerleyen süreçte aynı isimle beyaz perdeye aktarılır. Önce Türkiye’de sonra sınırları aşarak dünyada insanlığa umut olmaya devam eder.

Barışı ve engelsiz yaşam için mücadele etmeyi kendine misyon edinmiş olan Serkan Bayram; Avrupa Ekonomik Senatosu Fahri Senatörlüğüne layık görüldü. Elbette bu unvana kendi hayatını konu alan “Buğday Tanesi” kitabı ve filminde anlatılan mücadelesi dolayısıyla layık görüldü. Bitmedi EES Fahri Senatörlük unvanı verilen Bayram engellilerle ilgili mücadelesi nedeniyle Nobel Barış Ödülü adaylığına EES Genel Müdürü Jager’den ciddi destek aldığını da sevinçle dile getiriyor.

O artık elleri ile tutamadıklarını yüreğiyle tutandır…

***

Mukadder ben; kalan tek parmağı ile büyüyen, yazan, okuyan; tek bir parmakla 50 yıl onurlu mücadele veren kıymetli vekilim Serkan Bayram’ın engelli bireylere umut, engeli olmayan bireylere bilinçli olma noktasında örnek olmaya devam etmesini dileyen. Vekilimi azminden ve başarılarından dolayı saygı ile alkışlayan...

Sevgilerimle...