Anne karnından itibaren annesi ile duygusal bir iletişim içinde olan bebek duyguların kontrol edilebilmesi ve düzenlenebilmesi için becerilerini birincil bakım vereni ile kurduğu bağlanma ilişkisi üzerinden geliştirir. Birincil bakım verenin özellikle 0-2 yaş döneminde bebeğe karşı davranışları, tutumları, sakinliği, tepkileri ve duygusal ihtiyaçlarını da karşılaması oldukça önemli bir konudur. Çocukla iletişim kurarken duyguları konuşmak onun beceri kazanmasına yardımcı olur. Çocukla konuşurken “bugün bir arkadaşımla yemek yedim çok mutlu oldum” ya da “iş yerinde patronum bana bağırdı ve çok üzüldüm” gibi hem durumu hem de duyguları konuşmak öğretici olur. Peki duygu regülasyonu nedir? Kendi kendimize “dur, sakin ol” dediğimiz içsel konuşma hali ortaya çıkan davranışlarımızdır. Duygunun dozunu ayarlamak ve bunu ne eksik ne fazla düzenlemektir. Fazla neşe yanlış kararlar almaya, neşe yokluğu ise depresyona sebep olur. Fazla öfke insanı katil edebilirken, öfke yokluğu ise sınır işgaline açık hale gelmeye sebebiyet verir. Her duygu için durumuna uygun orta düzeyde yaşamak önemlidir.

Çocuğuma duygu regülasyonunu nasıl kazandırabilirim? Nasıl sağlıklı sınırlar geliştirebilirim? diyorsanız gelin birlikte bakalım. Çocuğunuzun “dur, sakin ol” diyebilmesini sağlayan bir iç sesi geliştirmesi için duygu düzenleme becerisi kazandırmanız gerekiyor. Bazı çocuklar bu iç ses yerine vurma, kırma, savunmaya geçme, hakaret etme, bağırma gibi tutumlar geliştirmiş olabilir.

Çocukların duygularını düzenleyebilmesi için yardımcı yöntemler;

-Fiziksel temasta bulunun; bol bol sarılın, dokunun, birlikte temas halinde olabileceğiniz etkinlikler yapın.

-Duygularını ifade etmesi için onu destekleyin; arkadaşı onunla oyuncağını paylaşmadığında “arkadaşının seninle oyuncağını paylaşmaması seni biraz üzdü” gibi duygularını söylemesi konusunda cesaretlendirin.

-Fiziksel hareket etmesini ve hobi edinmesini sağlamak duygularını düzenlemesine yardımcı olur.

Duyguları düzenlerken bazı koyulması gereken sınırlar da vardır. Ebeveynin bir kuralı öğrenebilmesi için çocuklara koydukları sürece sınır denir. Çocukla ebeveyn ilişkisini sınırlandırmamak ve güveni zedelemeyecek şekilde çocuğu sınırlandırmak gerekir. Sınırlar sayesinde çocuk kendi benliğinin farkına varır, bireysel özelliklerini fark eder, kendini diğerlerinden ayırabilir, güvende ve kabul etmiş hisseder. Kuralların koyulması, ebeveyn-çocuk ilişkisini güçlendirir, saygı oluşturur, sorumluluk kazandırır ve başkalarıyla ilişki kurması açısından netlik sağlar. Çocuğa 3 yaşından itibaren sınır konulması gerekir.

Küçük çocuklara sınırlamalar getirirken; Açık ve net olmak, cezalandırmamak, anlaşılabilir ve denenebilir sınırlar kurulmalıdır. Sınır koyarken tutarsız olmamak gerekçeleriyle birlikte sınır koymak uygundur. Çocuklar büyüdükçe sınırlar düzenlenmelidir. 4 yaşındaki çocuğun uyku saati 9 yaşına geldiğinde hala aynı kalmamalıdır. Ebeveynler olarak bir ürün değil, çocuk yetiştirdiğinizi lütfen unutmayın. Ona hayatı öğretmek ve baş edebilme stratejilerini kazandırmakla yükümlüsünüz.

Bir sonraki konumuz olan “Ergenlik dönemi alkol-madde kullanımı” adlı yazımızda görüşmek üzere sağlık ve sevgiyle kalmanız dileğiyle. Online psikolojik destek almak için instagram adresinden mesaj atmanız yeterli olacaktır. Görüşmelerimiz görüntülü whatsapp veya zoom üzerinden gerçekleşmektedir. Yüz yüze psikolojik danışmanlıklar ise Derin Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nde gerçekleşmektedir. Randevu için:0 (552) 384 52 55 arayabilirsiniz. Instagram:psk.silabakac

Adres: Kızılırmak Mahallesi 1446.cadde no:12/33 kat :9 Alternatif Plaza, Çukurambar/Ankara