Eğitim sistemi ve sınavlar üzerine diyeceklerim var...

Milli Eğitim Bakanlığınca, 8'inci sınıf öğrencilerine yönelik düzenlenen Liselere Geçiş Sistemi (LGS) kapsamındaki merkezi sınav; nihayet 2 Haziran tarihinde yani dün gerçekleştirildi.

Yurt içi ve yurt dışında gerçekleştirilen sınava 1 milyon 38 bin 192 öğrenci katıldı. İki oturum halinde gerçekleştirilen sınavın ilkinde öğrenciler sözel derslerden oluşan sınav sorularını cevaplandırmak için 75 dakika, ikinci oturumdaysa sayısal derslerden oluşan soruları cevaplandırmak için 80 dakika ter döktü.

***

Sınavların gerçekleştiği okulların bahçelerinde yine bilindik görüntüler vardı. Sınava son dakika yetişenler ya da yetişemeyenler, kimliğini yanına almayı unutanlar... Öyle ki bu yıl yapılan LGS’ye damgasını vuran olayda Mersin’in Merkez Yenişehir ilçesinde kimliğini unutan öğrencinin imdadına okul müdürü yetişti. Okul müdürü Ferit Güdün; kimlik belgesini unuttuğunu fark eden kız öğrencinin önce ailesine ulaşarak kimliği öğrenciye ulaştırmalarını istedi, sonra ailenin gecikmesi üzerine öğrenciyi kendi aracıyla İlçe Nüfus Müdürlüğüne götürerek geçici kimlik belgesi çıkarılmasını sağladı. Bununla da kalmayıp sınavın başlamasına sayılı dakikalar kala kız öğrenciyi okula yetiştirdi. Okul müdürünün göstermiş olduğu üstün gayret elbette takdire şayandı ve okul bahçesinde çocuklarını bekleyen velilerden de olaydan haberdar olan herkesten de alkışların en büyüğünü hakketti.

***

Okul Müdürü Ferit Güdün beyefendiyi özverili ve örnek davranışından dolayı ben de takdir ediyorum.

Fakat bir de yüksek sesle bir serzenişte bulunmak istiyorum. Serzenişim 1 milyondan fazla öğrencinin katıldığı LGS’de başarıyı tek bir sınavla ölçen sisteme. Eşit ve adil olmayan eğitim sistemine. Neden mi? Çünkü bana göre eğitimdeki adaletsizliğin ve eşitsizliğin üzerine çekilen adeta bir örtü işlevi gören sınavlar; öğrenciler için neredeyse bir ölüm kalım meselesi olarak algılanıyor. LGS’yi hayatın başlangıcı olarak bir yol ayrımı olarak yorumlayan öğrencilerin panik ve kaygıları bu kadar fazla iken, muhatap olduğu sınavda nasıl üstün başarı göstermesi beklenebilir ki? Sınava hazırlanan öğrenciler; ailelerinin, yakın çevrelerinin ve öğretmenlerinin kendilerinden yüksek başarı beklentileri nedeniyle baskı altında hissetmekte ve stres yükleri artmakta. Üstelik bu süreç boyunca ebeveynler de maddi ve manevi anlamda ciddi şekilde yıpranmaktalar.

***

Bana göre ülkemizde sınav odaklı eğitim modelinden, yaşam odaklı eğitim sistemine geçilmesi elzemdir. Nitelikli okullarda sınav sistemiyle değil, doğrudan yerleştirme yapılmalıdır. Öğrencilerin başarıları seviyelerinin bireysel yetenek ve sosyal becerileriyle ölçüldüğü, öğretmen ve veli gözlemlerinin değerlendirmeye alındığı bir eğitim sistemi geliştirilmelidir. Böylece kaygı ve stresin minimum düzeyde olduğu sağlıklı bir eğitim süreci geçirmiş; faydalı ve sağlıklı bir nesil yetişebilir düşüncesindeyim. Katılır mısınız?

***

Mukadder ben; ülkesinde tüm öğrencilerin ayrım yapılmaksızın fırsat eşitliğinden yararlanabildiği, verimli bir eğitim anlayışının ve uygulamasının hakim olmasını dileyen...

Sevgilerimle...