Dünün güzel yanı; siyasiler sustu! Günün güzel yanı; seçmen sandık başında konuşuyor… Dün / bugün nehrinden akan vakit, cepteki nakit kadar önemli… Çünkü akşama sandıklar patlayacak, siyasiler hendekten atlayacak! Atlayamayan “İşte hendek işte deve” türküsünü çığıracak!
Dünün güzel yanı; siyasiler sustu! Günün güzel yanı; seçmen sandık başında konuşuyor… Dün / bugün nehrinden akan vakit, cepteki nakit kadar önemli… Çünkü akşama sandıklar patlayacak, siyasiler hendekten atlayacak! Atlayamayan “İşte hendek işte deve” türküsünü çığıracak!
Bunu bilenler; Emirdağlarına kara gidelim / Ayvadan usandık nara gidelim diyerek, dünde bıraktığı söylemleri unutup dünyevileşecek! Onlar vardığı yerde duradursun;
Sevdaya gidersen yolun ben olam / Tatlı söz söyleyen dilin ben olam
Yedi ziyarete dilek diledim / Koynunda kuruyan gülün ben olam
Diyenler ise başka bir cenaha yönelecek. Oylar sayıldığında yolunu şaşırmışlar ile kendini aşırmışlar için farklı bir gecenin kapasını aralayacak bu akşam…
Biliyorum… Karşımda salınıp durma / At boynuma kolun dilber / Yalınayak yere basma / Giyin altın nalın dilber diye bir türkü tutturanlar ise Politika Kasabasının çöllerinde Karacaoğlan havasında gezinip duracaktır; elinde saz, dilinde söz…
Ancak…
Vukuat var! Yok, Orhan Kemal’in romanı değil bu vukuat hem dünyevi hem de uhrevi bir şaşkınlık vukuatı. Bu şaşkınlığın toruna takılanlardan bazısı, “Gelmez Yola Gidiyorum” diye yol almaya başlayacak… Aşık Veysel’in koluna girenler, dündeki onlar değilmiş gibi değilmişleşecek! Amma velakin türküleri değişmeyecek:
Selam saygı hepinize / Gelmez yola gidiyorum
Ne karaya ne denize / Gelmez yola gidiyorum
Kendini tutamayanlar bir duygu boşalması yaşayarak devam edecek diyeceğini demeye;
Ne şehire ne de köye / Ne yıldıza ne de aya
Uçsuz bucaksız deryaya / Gelmez yola gidiyorum
Gitmeyi aklına getirmeyenler, gitmeleri gerektiğini anlayınca, “Gemi bekliyor limanda” dizesiyle yön bulacak ve fakat “Gelmez yola gidiyorum” çaresizliğiyle çökecek dizlerinin üzerine… Şaşaa, debdebe, yağdırılan talimatlar bitecek; alınan malumatlar süreci başlayacak…
***
Yarın başka bir gün… O günü kabullenenler huzuru bulacak, düne dönmek isteyenler ise huzursuz olacak… Onlara diyeceğim şey şu: Hırkalı’yı dinleyin! Diyor ki;
Hırkalı der siyasi aşkı makam düşleyen
Siyaset ise zalim… Aşığını şişleyen
Siyasiler her daim rakibini tuşlayan
İnsan amma gerçeği kabullenmek zorunda
***
Biliyorum yine ‘yenileni olmayan’ bir seçimi geride bırakıyoruz ama artık kimse seçimden filan söz etmesin! Dört yıllık bir siyaset kışı uykusuna herkesin ihtiyacı var…