Temel Karamollaoğlu önceki gün yapılan kongreyle Saadet Partisi Genel başkanlığını bıraktı.
Allah işini gücünün rast getirsin.
Sağlıklı günler diliyorum.
Torun sevsin, tatile çıksın, hatta dünya turuna bile çıkabilir.
Temel Karamollaoğlu hakkında sosyal medyada Kemal Tabak bir dizi paylaşımda bunmuş.
Sizi bilmem ama ben kendisini şu söz ve tavırlarıyla hatırlayacağım;
- Sadece ülkemizdeki değil, dünyanın bir diğer ucundaki şuurlu Müslümanları dahi heyecanlandıran ve bizlerin bir nevi "Kızılelma’sı" olan Ayasofya Camii’nin ibadete açılışını önemsizleştirici ifadesi ve açılışına katılmamasıyla ve "hangi akıllının başına İstanbul'da Çamlıca'nın tepesine 60 bin kişilik cami yapmak gelir" sözleriyle hatırlayacağım.
- TSK'nın Zeytin Dalı Harekâtı kapsamında Afrin'e girmesini "Ordumuz Afrin’e girdi. Biz, inşallah huzur ve barışı temin ederek kısa zamanda bu harekât tamamlanır, büyümez, insanlar katledilmez diye ümit ederiz." sözleriyle hatırlayacağım.
- "TSK kimyasal silah kullanıyor(!)" iftirasını atan Türk Tabipleri Birliği Başkanı Şebnem Korur Fincancı'yı Saadet Partisi Genel merkezinde ağırlamasıyla hatırlayacağım.
- TSK'nin PKK'ya yönelik düzenlendiği operasyon neticesinde "CHP ve HDP'li milletvekillerinin Diyarbakır'da sivillerin SİHA ile vurulduğu iddialarına ilişkin, TBMM'de acilen bir komisyon kurulması gerektiğini" söyleyerek, PKK'nın kirli iddialarını dillendirmesiyle hatırlayacağım.
- “Hükümetin arzu etmediği istikamette fikir beyan edenler bir bakıyorsunuz ki yarın hapse boylamışlar, işinden atılmışlar, tepelerine binilmiş. Böyle bir ülke olmaz.” diyerek, batı medyası, Avrupa'daki PKK'lılar, dünyanın dört bir tarafına kaçmış FETÖ'cüler, Can Dündar gibi vatansızlarla/teröristlerle aynı dili kullanarak Recep Tayyip Erdoğan'a "diktatör" imasında bulunmasıyla hatırlayacağım.
- 2018 Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi Recep Tayyip Erdoğan'ın ittifak çağrısına, en olmayacak koşullar öne sürüp, bununla birlikte bir de "aday bizden olursa ittifak olur" değip, CHP ile 2 milletvekilliği karşılığında gizli ittifak kurmasıyla hatırlayacağım.
- Recep Tayyip Erdoğan karşısında ortak bir CB adayı çıkarılması için Abdullah Gül'den Akşener'e, Kılıçdaroğlu'na "ortak aday için" kapı kapı dolaşması ve ortak aday çıkarılmayınca kendini CB adaylığını ilan etmesiyle hatırlayacağım.
- 2023 CB Seçimleri öncesi bizzat kendi tabanı tarafından da eleştirilen "6’lı masa projesine ikna etmek" için "6’lı masaya bizi Erdoğan itti" bahanesiyle hatırlayacağım.
- 6’lı masada Kemal Kılıçdaroğlu'nun CB adayı olması için masanın diğer üyeleri arasında o yaşına rağmen mekik dokuyarak ikna çalışmalarıyla hatırlayacağım.
- En nihayetinde bir Beraat gecesinde Saadet Partisi Genel Merkezi kapısında "Mücahit Kılıçdaroğlu" sloganları eşliğinde Kemal Kılıçdaroğlu'nun anonsçuluğunu yaparak CB adaylığını ilan etmesiyle hatırlayacağım.
Burada kısaca sıraladığım şu birkaç örnekte de anlaşıldığı üzere;
50 yıllık Milli Görüş Hareketi’nin (sözde) temsilcisi olan Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu görevde olduğu sürece Türkiye'nin muhafazakar değerlerini önemseyen kişi ve kurumlarından ziyade hep vesayeti temsil eden "militarist Kemalist ulusalcı" kesimin arzuları ve hedefleri doğrultusunda bir siyaset izlemiş biri olarak hatırlayacağım.
Bugün o koltuğu devretti.
Bugünden sonra yapıp ettiklerinin, söz ve tavırlarının muhasebe ve murakabesini yapacağı bolca zamanı olacaktır.
Umarız (merhum Muhsin Yazıcıoğlu'ndan mülhem) bir saniyesine bile hükmedemediğimiz bir dünya için sergilediği marazî tavrının sağlıklı bir değerlendirmesini yapabilsin.
Ezcümle; Temel Karamollaoğlu'nu asla iyi biri olarak hatırlamayacağım.
Bu görüşlerin hepsine katıldığım gibi fazlası da var.