Protesto Görünümlü Bir Çıkmaz
11 Nisan 2025 günü Altındağ Belediyesi önünde yaşanan olaylar, başta sıradan bir sendikal eylem gibi algılansa da, kısa sürede büyüyen tartışmalar ve yaşanan arbede, olayın arka planına dair soruları da beraberinde getirdi.
Protestonun görünürdeki amacı işçi haklarını savunmak gibi görünse de, olayın aktörleri, söylemleri ve zamanlaması detaylıca incelendiğinde, bu eylemin sadece sokaktaki pankartlardan ibaret olmadığı açıkça görülüyor.
Sendika Eylemde, Üye Listesi Boş
Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin açıklamasına göre, eylemi organize eden Hizmet-İş Sendikası’nın Altındağ Belediyesi’nde kayıtlı bir tek üyesi bile bulunmuyor. Sendika, belediyede örgütlü değil. Ve dahi, eyleme katılanların hiçbiri mevcut belediye çalışanı değil.
Bu durum, hem belediye çalışanlarının eyleme destek vermemesini hem de sendikanın bu ısrarcı duruşunu tartışmaya açıyor. Peki, sendikanın sahadaki varlığı neye hizmet ediyor? Eylemin muhatabı olmayan bir işveren karşısında bu kadar ısrarlı olunmasının ardında başka bir gündem mi var?
Maaşlar Zamanında, Primler Eksiksiz
Tiryaki’nin verdiği rakamlar oldukça net: 1 Nisan 2024’ten itibaren tüm belediye çalışanlarına maaşlar eksiksiz ve gününde yatırılıyor. 31 bin TL ile 43 bin TL arasında değişen düzenli ödemeler yapılıyor, çalışanlara yönelik hiçbir maddi gecikme ya da hak kaybı yaşanmıyor.
Bu finansal istikrar, özellikle ekonomik sıkıntıların arttığı bir dönemde dikkat çekici. Tüm bu şartlar altında, eylemin devam etmesi, işçi haklarından ziyade farklı hesapların devrede olabileceğini düşündürüyor.
Aidatın Yarısı Neden Sorun Oldu?
Sendikal eylemin kıvılcımını yakan konu ise aidat kesintileri. Belediye yönetimi, çalışanların maaşından kesilen ve sendikaya aktarılan aidatın bir yevmiyeden yarım yevmiyeye indirilmesini teklif ediyor. Ancak bu öneri, sendikanın sert tepkisine yol açıyor.
Söz konusu teklif, işçiye daha fazla kazanç sağlamak amacı taşısa da, sendikanın bu indirime karşı çıkması, aidatların sendika açısından finansal bir öncelik olduğunu gözler önüne seriyor. İşçi yararına bir adım, neden bu kadar tepkiyle karşılandı? Bu sorunun yanıtı hâlâ net değil.
Geçmişte Sessiz, Bugün Sahada
Başkan Tiryaki’nin dikkat çektiği bir diğer konu ise sendikanın geçmişteki tutumu. Belediyenin önceki dönemlerinde, çalışanların sigorta primleri yıllarca ödenmemiş, hak kayıpları yaşanmış; ancak sendika o zaman sessiz kalmış.
Bugün maaşlar düzenli ödenirken, haklar korunurken, sendikanın bu kadar görünür olması, kamuoyunda samimiyet tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
Gerginliğin Patlak Verdiği An
11 Nisan günü yaşanan gerilimin fitili ise öğle saatlerinde ateşlendi. Başkan Tiryaki, belediyeye gelen resmi bir heyeti uğurladıktan sonra protestocuların yanına yaklaştı. Amacı, ortamı sakinleştirmekti. Ancak beklenmedik şekilde, hakaret ve tehdide maruz kaldı.
Olay yerinde tek başına olan başkana sözlü saldırı, kısa sürede fiziksel arbedeye dönüştü. Durumu fark eden belediye çalışanlarının müdahalesiyle tansiyon iyice yükseldi. O anlar, hem içeriden hem dışarıdan birçok tanık tarafından izlenirken, yaşananlar sosyal medya üzerinden de hızla yayıldı.
Başkan Tiryaki’nin Mesajı Net: “ Alın Terine Sahip Çıkarız”
Olayın ardından Başkan Tiryaki’nin yaptığı açıklama, oldukça net ve sertti: “Altındağlıların alın terini kimseye yedirmeyiz. Altındağ’ın hakkını sonuna kadar savunacağız.”
Bu sözler, yalnızca bir belediye başkanının kişisel tepkisi değil; aynı zamanda bir kurumun kendi çalışanına ve vatandaşına karşı sorumluluğunun altını çiziyor. Belediyenin içinde bulunduğu borç yüküne rağmen hizmet üretmeye devam etmesi, bu süreçte istikrarlı maaş ödemelerinin yapılması, birçok çevre tarafından dikkatle izleniyor.
Görüntü Var, Ses Başka
Yaşanan bu olay, sendikal faaliyetlerin meşruiyetinin yeniden sorgulandığı bir örnek oldu.
Gerçekten işçilerin haklarını savunan yapılar mı sahnede, yoksa perde arkasında başka siyasi ya da kurumsal hesaplar mı dönüyor? Zaman ilerledikçe bu soruların yanıtları daha net ortaya çıkacak. Ancak görünen o ki; bu eylem, sadece bir hak arayışından ibaret değil.
Mukadder ben; ortalığı karıştıran değil, emeğin hakkını gerçekten gözeten bir duruşu takdir eden...
Sevgilerimle...