Seçim havası şuydu: Partiler ve adaylar birbirine girmişti… Seçim sonrası ise; Sonuç itibarıyla sanki zaman durmuştu…
Seçim havası şuydu:
Partiler ve adaylar birbirine girmişti…
Seçim sonrası ise;
Sonuç itibarıyla sanki zaman durmuştu…
***
Haklısınız!
Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir ve her şey sürekli bir değişim içindedir… Durmayan tek şey ise akıp giden zamandır ve durdurmanın da mümkünü yoktur…
***
Bu gerçekleri paketleyip cebime koymuşlukla vardığım Politika Kasabasında bir pazar sakinliği beklerken, tersine, ‘ertesi’ telaşesi vardı…
Günde durdum…
Millet Bahçesine vardım…
Baktım…
Mansur Yavaş, bahçenin göbeğinde Ankaralıya ‘sağ olun’ diyor…
Seçim sürecinde rakipleri tarafından hakkında söylenenlerin sadece ‘iftira’ olanlarına cevap vermişlikle rahattı… Seçim sonrası sakinliği içindeydi. Elinde saz, dilinde söz mani söylüyordu:
Kulak üstüne yattım
Topu seçmene attım
Ankaralı memnun ki
Yüzde otuz fark attım
***
Ben seçim bezginliği içinde yürürken Millet Bahçesinin Çankaya cenahında Başkan Hüseyin Can Güner, canlarla yan yana, can canaydı. Süreci bilene / bilmeyene, duyana / duymayana anlatıyordu:
Seçimde çok rahattım
Her kesimden oy tattım
Merak eden var ise
Yüzde elli fark attım
***
Millet Bahçesinin Mamak kapısından çıkayım derken Veli Gündüz Şahin’in sesi geldi! Meramını maniye dökmüş diyordu ki;
Seçmene tek tek gittim
Kim gel dediyse yettim
Zor diyenler utansın
Yüzd’onaltı fark attım
***
Çıkıp gideyim derken, Millet Bahçesinin Etimesgut bölgesinden bir ses yankılandı. Erdal Beşikçioğlu mani söylüyordu:
Bencileyin söz ettim
Behzat Ç’yim el ettim
Sen de kimsin diyene
Yüzd’onsekiz fark attım
***
Başkanların keyfi yerindeydi. Millet Bahçesinden çıktım, pazar eyledim!
Vardım baktım şıkır şıkır balık pazarı
Üç tek attım bir hoş oldum ayak üzeri