Son yıllarda ülkemizde sokak hayvanları meselesi gittikçe tırmanan büyük bir problem haline geldi. Özellikle başı boş köpeklerin insanlara saldırma ve ciddi zarar verme, hatta ölümlere sebep olmaları; her kesimde etkisi çığ gibi büyüyen tepkilere yol açıyor.
Diğer yandan hayvan severlerin sokak hayvanlarına yapılan kötü muamelelere karşı, gösterdikleri haklı tepkiler de öfke seline dönüşüyor.
Gelinen son noktada sokak hayvanlarının yok edilmesi gerektiğini düşünen radikal bir grup ile; büyük bir öfkeyle hayvanların yaşama haklarını savunan bir başka radikal grup arasındaki çatışma hâlâ sürüyor. Ve her iki grubun tepkilerinde aşırılaşması, maalesef problemleri çözüme kavuşturma yetimizi elimizden alıyor.
Durum böyleyken gittikçe büyüyen sokak hayvanları meselesi için acil eylemler gerekiyor. Hayvan barınaklarının çokta iyi durumda olmadığı ülkemizde, barınakların standartlarını iyileştirilmesi öncelikli önem taşımaktadır.
Özellikle köpek sahiplenme konusu ciddi olarak yeniden ele alınmalı ve gözden geçirilmelidir. Bir köpeği sahiplenmek demek; onun tüm sorumluluğunu da üstlenmek demektir. Sahiplenilen köpeğin terk edilmesinin sonuçlarının ağır yaptırımları olmalıdır. Bu konudaki hem yasal hem de ahlaki anlayışımızı iyileştirmemiz gerekli ve zorunludur.
Sokak hayvanları hepimizin ortak sorumluluk alanına giren ciddi bir sorundur. Böyle bir sorunu karşılıklı suçlamalarla değil, ancak akılla ve istişare ile kesin bir yol bularak çözüme kavuşturmalıyız.
Mukadder ben; dünya üzerindeki tüm canlıların birbirlerine zarar vermeden, yaşamlarını sürdürebilmelerinin mümkün olduğu bir dünya dileyen…