Sosyal bir varlık olan insanın sosyal becerileri teknolojik ürünlerle kısıtlanabilmektedir. Sosyotelizm, son zamanlarda hepimizin en çok karşılaştığı durumlardandır. Konuyu araştırmadığımız için biz ve karşımızdaki kişiyle alakalıdır diye düşünür ve hatta gönül bile koyarız. Sosyotelizmi sizler için araştırdım bakalım sosyotelizm neymiş?
Sosyotelizm, bireylerin diğer bireylerle aynı ortamda iletişim halindeyken dikkatini yanındaki bireye değil de akıllı telefona vererek, telefonuyla oynaması, karşısındaki kişiyi dinlemek yerine akıllı telefonu ile ilgilenmesi ve algılarını kişiler arası iletişimden kaçırması olarak adlandırılmış. Sosyotelizim, bireylerin bir mekandayken muhatap olduğu kişilere değil, sosyal medya hesapları üzerinden başka kişilerle ve konularla ilgilenme durumudur. Bu davranışı sergileyen kişi ya da kişilere sosyotelist deniyor.
Sosyotelistler ortamda akıllı telefonları ile oynayarak karşısındakileri yok sayıyor, onları umursamıyor ve bu sebeple sosyalleşemiyor. İnsanlarla yüz yüze iletişim yerine telefondaki uygulamalar üzerinden dikkatini oralara vererek ortam ile iletişimi kopuyor. En basiti telefonunu gereksiz açıp kapatmak, bildirim kontrolü yapma bile sosyotelizm davranışı olarak kabul ediliyor. Sosyotelizm bir bağımlılık ve davranış bozukluğu olarak değerlendiriliyor.
Hemen hemen hepimiz etrafımızda bu tip insanlarla sürekli muhatap halindeyiz ve onlarla iletişim kuruyoruz. Kendimizde bile sosyotelizm davranış bozukluğu olabilir. Her on kişiden sekizi bunu yapıyor. Eve geldiğimizde evdeki bireyler sürekli ellerinde cep telefonu birbirleriyle diyalog kurmak yerine akıllı telefonlarının içerisinde farklı alemlerdeler.. Bir dost ya da arkadaşınızla bir kafeye gidiyorsunuz ve karşınızdaki insan sürekli cep telefonunu kontrol ediyor ya da bir yerlere yazı yazma, mesaj yazma eylemi içerisinde. Bazen uyarma gereği hissediyoruz “benimle konuşacak mısın? yoksa telefonunla oynamaya devamı edecek misin?” cevap aynı. “Önemli bir mesaj yazmak zorundaydım kusura bakma” deyip sonrasında yine telefona Bakmalar, yazmalar devam edip duruyor. Bir misafirliğe gidiyorsunuz sabit konular açılıyor ve konuşma başlıyor, bir bakıyorsunuz ki herkesin elinde akıllı telefon bir şeylerle uğraşıyor.
Sosyotelistler hayatımızın her alanında etrafımızdalar komşumuz, iş arkadaşımız, okul arkadaşımız, kız arkadaşımız, erkek arkadaşımız ve etrafımızda ne kadar tanıdığınız çok insan varsa bunların çoğunluğu bu davranış bozukluğuna sahip olma ihtimali çok yüksek. Bu bir davranış bozukluğu ve bağımlılıktır. Karşılıklı iletişim halindeyken özellikle genç sevgililerin birbiri ile ilgilenmek yerine onu görmezden gelecek derecede akıllı telefonu ile ilgilenmesi sonucu partnerine kendisini aşağılanmış hissettirir ve ilişki bitebilir. Bu durum arkadaşlıkta da aynıdır. Bu davranış bozukluğunu yapan kişi diğer insanlar nazarında kendinden soğutur antipati toplarlar.. Bundan da kurtulma yolları elbette var. Bu durumdan kurtulmanın en önemli noktası empati kurmaktır, kendisine yapılmasını istemediğini bir başkasına yapmak. Ya da karşındaki ile ilgilenmeyip cep telefonuyla ilgilenmek karşısındaki insanı çok değersiz kılacağı için aynı durumda kendisi olsa ne tepki verirdi? Bu durum, yani bağımlılık farkındalıkla düzelmiyorsa muhakkak bir uzmandan destek alınması lazım, yoksa sonuç çok ileri sefahatlere gidebilir bağımlılığın derecesi çok ilerleyebilir…
İnsana sohbet gerek, tatlı dil ve tebessüm. Üstadın da dediği gibi “gönül ne çay ister ne çayhane gönül sohbet ister çay bahane.” çay eşliğinde sohbet edilirken akıllı telefonlar sessize alınıp çantaların ya da ceplerin en kuytu köşelerinde hapsedilmesi lazım. İyi bir konuşmacıdan ziyade iyi bir dinleyici olmak lazım. Allah’a ısmarladık hoşçakalın…