Deizm veya Yaradancılık, din, peygamber veya vahiy aracı olmaksızın bireyin akıl ve gözlem yoluyla Tanrı'ya olan inancını esas alan bir felsefi görüştür. Yaradan’a inanmakla birlikte, belli bir dinin dogmalarını ve ilkelerini benimsemeyen görüş, bir nevi Yaradan evreni yarattıktan sonra onu kendisi işlemesi için kendi başına bıraktığı inancı, kısaca peygamberlerin işlevine inanmamaktır.

Günümüzde DEİZM gençler arasında oldukça fazladır ve önlem alınmaz ise bu fazlalık iyice artacaktır. Bunun sebepleri kendini dindar olarak nitelendiren toplum önündeki örnek bireylerin, yaşam tarzlarıyla, haram ve helal kavramlarınım tam bir tezat içerisinde olmasıdır. Altın mikrofonlardan fakirlik söylemlerinde bulunan Suudilerin, lüks ve şatafat içinde yaşaması. Zinanın haram olduğu için taşlanarak öldürülen âşıkların memleketi İran’da yöneticilerin ev partileri düzenlemesi. Kadını üçüncü sınıf insanmış gibi gösteren Arap ülkelerinde kadın hareketlerinin artarak siyasi diktayı devirme eylemleri gibi birçok etken gençlerde sorgulama gereği hissettirdiğinden deizme yönelmeler artmış. İki yıl önce siyasilerinde dinin kendini güncellemesi lazım söylemleri de bu artışı tetiklemiş. Görsel ve yazılı basın ve kitaplarda Yüce Dinimiz İslam’a Fobi karalama kampanyaları neticesinde birçok şeyde, doğrudan ve dolaylı İslam düşmanlığı neticesinde yapılan propagandalarda deizmin yayılmasında etkili olmuş ve oluyor.

Deylemi’nin İbn Ömer’den nakline göre Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

“Bana Cibril geldi ve “Ya Muhammed! Sen olmasaydın cennet yaratılmazdı, sen olmasaydın cehennem yaratılmazdı” dedi." (Keşfülhafa.c.1.s.45.hn.91)

Taberani, Hakim, Ebu Nuaym, Beyhaki ve İbnAsakir’in Hz. Ömer (ra)den rivayet ettiklerine göre Peygamberimiz (asm) şöyle buyurmuştur:

“Âdem işlediği günahı işlediğinde başını semaya kaldırdı ve “(Allah’ım) Muhammed hakkı için beni bağışlamanı istiyorum” dedi. Allah ona “Muhammed kimdir?” diye vahiyle sordu. Âdem “Beni yarattığın zaman başımı arşına kaldırdığımda orada “Allah’tan başka ilah yoktur, Muhammed onun resulüdür” yazılı olduğunu gördüm. Bundan bildim ki, senin katında İsmini ismin ile beraber yazdığın bu zattan daha şerefi yüce kimse yoktur.” Dedi. Allah ona “Ey Âdem! O senin zürriyetinden gelecek peygamberlerin sonuncusudur. Eğer o olmasaydı seni yaratmazdım” buyurdu.” (Ed-Dürrül Mensur.c.1.s.142)

Yine benzer bir rivayeti Hakim Müstedrek’in de “isnadı sahihtir” kaydıyla İbn Abbas’dan (ra) rivayet etmiştir. (Müstedrek. c.2.s.671)

Bu hadisten de anlaşılacağı üzere, cennetin üçte ikisini Peygamberimizin ümmeti dolduracaktır. Bu yönüyle O (asm) peygamberler arasında müstesna bir şahsiyettir. Muhakkak ki, bütün peygamberler ilahi hikmetleri insanlık âlemine öğretmişlerdir, ama onun tebliğ ve talimi bütün peygamberlerin hizmetinden büyük ve geniş olmuştur. Bu yüzden de o “Sen olmasaydın kâinatı yaratmazdım” hitabına mazhar olmuştur.

“Şüphesiz ki Allah ve melekleri, Peygamber’e (çokça) salât ederler. Ey mü’minler! Siz de O’na salevât getirin ve tam bir teslimiyetle selâm verin!” (el-Ahzâb, 56)“…Rasûl size ne verdiyse onu alın! Size neyi yasakladıysa ondan da kaçının ve Allah’tan korkun! Çünkü Allah’ın azabı şiddetlidir.” (el-Haşr, 7)

Dinsiz peygamber, peygambersiz din anlayışı olmaz. Her ferdin kendine çeki düzen vermesi gerekmektedir, anne ve babalar çocuklarınız Deizme kayıp gitmesin, onlara hakkı ve hakikati öğretin.

Allah’a ısmarladık, hoşça kalın..