D vitamini, kalsiyum metabolizmasını düzenler ve dengelenmesini sağlar. Antikanserojendir. Antidiyabetiktir. Antiviraldir. Antiromatizmaldir.
Hekim bir arkadaşımla ayak üstü sohbet ederken güneşten kaçma çabam dikkatini çekmiş olacak ki “Kaçma, kaçma, o da lazım.” dedi. Tahmin edersiniz ki sohbet buradan D vitaminine uzandı. Bir şeyler biliyoruz tabii ama hazır bir uzmanı bulmuşken sorayım dedim: “Ya hu birader milletin diline pelesenk olan, 2 kişinin doğru, 5 kişinin yanlış dediği bu D vitaminiyle alıp veremediğiniz nedir? diye sordum. Bizimki “hoca” ya başladı anlatmaya: “ Yaşamın her alanında bir düzenleyici vardır. Bir toplantıyı, bir odayı, evi, bütçeyi düzenleyici vardır. Vücudumuzun da düzenleyicileri vardır. Bunlara vitaminler diyoruz.” Hocam dedim sözünü balla kesiyorum ama konuyu ‘dünya bir toz bulutuydu’ kıvamında anlatmana gerek yok. “Hoca” kızdı tabii! “Bilgi kirliliği olduğundan kendin dem vurdun. D vitaminine hormon diyenler bile var…” Bu çıkıştan sonra haliyle bir daha asla sözünü kesmeden anlatımını sonuna kadar dinledim. Bu değerli bilgilerin en önemlilerini de sizlerle paylaşmak isterim.
Başa dönmek gerekirse vitaminler vücutta düzenleyici ve direnç sağlayıcı olarak görev yapıyor. D vitamini eksikliğinin, özellikle çevre ve hava kirliliğinin arttığı sanayi devriminden sonra ortaya çıkan ve yaygınlaşan bir sağlık sorunu olduğunu söyleyebiliriz. Ayrıca Kovid 19 pandemi sonrası D vitamin eksikliği ya da yetersizliği daha da sık görülmeye başlanmış.
D vitamini eksikliği çeşitli hastalıklara yol açar ya da hastalıkları ağırlaştırır. D vitamininin kanda yeterince bulunması birçok hastalığı önler ya da hafif atlatılmasına büyük katkı sağlar. Neden mi? Çünkü her türlü organımızda ve her çeşit hücremizde bulunan bir vitamindir.
D vitamini dediğimizde öncelikle aklımıza güneş gelir. Çevre ve hava kirliliği arttıkça güneşin etkisi de azalıyor. İnsan vücudu; fizyolojisi ve psikolojisi ile bir bütündür. Yani vücut direnci de bütüncüldür. Vücut direncinin azalması söz konusu ise bütünlüğünde bozulma söz konusudur. Genelde vitaminler vücudumuzda üretilmez. Ama D vitamini, hemen cilt altında güneşten gelen dik ışınların etkisi ile üretilir. Yağda eriyen vitaminlerdendir. D vitamini, kalsiyum metabolizmasını düzenler ve dengelenmesini sağlar. Antikanserojendir. Antidiyabetiktir. Antiviraldir. Antiromatizmaldir.
Aklınızdan “Kan tahlili yapmadan D vitamini eksikliğinden şüphelenebilir miyiz?” sorusu geçiyorsa cevabı “Evet, kuşkulanabiliriz.” olacaktır. Kemiklerimizde, kaslarımızda, vücudumuzda nedensiz ortaya çıkan ağrılarda ilk akla gelen D vitamin eksikliği olmalıdır. Halsizlik varsa, çabuk yoruluyorsak, konsantrasyon bozukluğu yaşanıyorsa, aşırı kilo alıp veremiyorsak öncelikle D vitaminin eksikliğine odaklanılmalıdır. Bunun yanı sıra kişide, karamsarlık, çabuk sinirlenme hali var ise ya da kişi kendisini mutsuz hissediyorsa, unutkanlık artmışsa, depresyondaysa D vitamini eksikliği olabilir. Ayrıca Hashimato, romatizma, tip 2 diyabet gibi metabolik hastalıklar ortaya çıkmışsa D vitamini eksikliği olasılığı yüksektir. Özellikle sık sık hastalanıyor, grip nezle oluyorsanız kanda D vitamini değerlerine bakılmalıdır. Hatta “Vücut direncim azaldı galiba bir iki bardak portakal suyu içeyim.” diyorsanız D vitaminin eksikliği olabileceğini hatırlamalısınız.
Geldik aklımızı kemiren ama bir türlü de doğru düzgün cevap alamadığımız o soruya: D vitaminin kan değerleri ne düzeyde olmalıdır? 80 ila 150 ng/ml (nanogram /mililitre) idealdir. Kan değerlerini 100 ng /ml üstünde tutmak idealdir.
D Vitamini Eksikliği Kimlerde Sıklıkla Görülür?
Anne sütü almayan bebekler. Gece çalışanlar, güneşten mahrum kalanlar. İleri yaşlılar. Sanırım dağ başında yaşayan ve doğal ürünlerle beslenenler dışında D vitamini eksikliği yaygındır. Toplumumuzda ne kadar yaygın olduğunu siz tahmin edin. Kısaca bu durumu yaygın toplum sağlığı sorunu olarak görmek gerekir. Dolayısıyla Sağlık Bakanlığı bu konuda yeni bir politika belirlemelidir. Önemsenirse hastalıklar azalır, ilaç tüketimi de düşer.
Peki Ne yapmalı?
10 kiloya bir damla D vitamini yeterlidir. Yani 70 kg bir kişiye 7 damla günlük takviye gerekir. En ideal alma yöntemi dilaltına damlatma yöntemidir. Ben her gün bununla uğraşamam diyorsanız ayda bir kez 300.000 ünite kalçadan D vit ampul yaptırılması yeterli olabilir.
Siz her fırsatta güneşten yaralanın diyeceğim ama bildiğiniz üzere günümüzde o işlemi bile karmakarışık bir hale getirdiler. Sağlıcakla kalın…