‘‘Bir Musevi'nin Tanrıya (Yehova) sunduğu ekmek mayasız olmalıdır. Bir Hıristiyan için ekmek İsa'dır. Bir Müslüman için ekmek kutsal bir yiyecektir, yere düşünce öpüp alna götürülecek kadar kutsal.’’ "Ekmek", genel olarak insanlar için temel besin kaynağı olmasından dolayı ayrı bir değer atfedilmiştir. Bu nedenle kültürümüzde "nân-ı aziz, âb-ı leziz" sözü yaygındır. Ayrıca ekmeğe saygı gösterilmesi konusunda rivayet vardır. "Ekmeğe hürmet ediniz. Ona hürmet edene Allah da ikramda bulunur." (Taberani, Mu'cemul Kebir, 22/335; Heysemi, Mecmu'u'z-Zevaid, 5/34)
Türk kültüründe ekmeğin yeri daima ayrı olmuştur. Yerleşik düzene geçmeden önceki göçebe dönemde, mayasız şekilde yapılan ve adına yufka ya da lavaş denilen ekmekler yapılırdı. Bu ekmekler oldukça uzun süre dayanabilir nitelikteydi. Bilindiği üzere, bugün hala ekmek yapımında kullanılan bir yöntemdir. Ardından yerleşik hayata geçilmesi ve farklı etkileşimlere girilmesiyle pek çok farklı ekmek türü çıkmıştır.
Orhan Gazi Bursa’yı fethettikten sonra Uludağ’ın eteklerindeki fırıncıları denetler. Fırının birinde ekmeklerin üzerindeki üç çizgi dikkatini çeker. Fırıncıya ekmeklerin üzerinde neden 3 çizgi olduğunu sorar.
Fırıncı ‘Biz Hristiyanız. Yediğimiz ekmek Tanrı, oğul ve kutsal ruhu hatırlatsın diye ekmeklerin üzerine 3 çizgi çekeriz’ der. Orhan Gazi bu durumdan çok etkilenir ve bir ferman yayınlayarak ‘Bundan sonra bütün Müslüman fırıncılar, Allah’tan başka ilah olmadığına işaret etmek için ekmeğin üzerine bir çizgi çeke’ diye buyurur.” Bu fermandan sonra bütün Müslüman fırıncılar ekmeklerin üstüne tek çizgi çekmeye başlar. O gün bugündür ekmekler fırınlarda böyle pişer.
A'râf Suresi - 31 . Ayete ''Ey Âdemoğulları! Her namaz kılacağınızda güzelce giyinin, yiyin için fakat israf etmeyin. Çünkü Allah israf edenleri sevmez.'' İsrafsız günler diliyorum. Dikkat Cinayet Romanımdan sonra, Aşk-ı Virane & Aşk-ı Şahane isimli kitabım çıktı seçkin kitapçılarda ve internette bula bilirsiniz, keyifle okuyun.
Allah'a ısmarladık, Hoşça kalın...