Başlığın sırrını çözmek için dünyayı dolaşmaya gerek yok! Pursaklar’a varmak yeter!
Anlatayım…

***

Önce, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin başarıyla yürüttüğü “Ankara’nın 5 Beyazı” projesinin söylem ve eylem bakımından tuttuğunu hatırlatayım…
Ancak…
Ankara’nın 5 beyazını sayarken, “Ankara keçisi, Ankara güvercini, Ankara tavşanı, Ankara kedisi” denip, sayıyı beşlemek için “Ankara arısı” eklenir ya; evet ama “Nasıl olur da arı beyaz olur?” diye sormak çoğu insanın aklına bile gelmemiştir!
Birinin aklına geldi! Anlatacağım…

 

ÇALIŞTAYIN ÖNCESİNDE…

T.C İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü’nün destekleriyle Kültür Sanat Muhabirleri Derneği tarafından düzenlenen “Cumhuriyetin 100. Yılında Ankara Tarihi ve Kültür Değerlerini Anlama Çalıştayı” projesi kapsamında pek çok meslektaşımızla dün Pursaklar’daydık.

Ev sahibimiz Pursaklar Belediye Başkanı ve 31 Mart Yerel Seçimlerinde AK Partinin yeniden aday gösterdiği Ertuğrul Çetin idi. Buluşmada, önce Kültür Sanat Muhabirleri Derneği Başkanı İbrahim Gökdemir’in dernek faaliyetlerini ve yürütülen çalıştay programını anlattı.

Başkan Çetin ise kültür/sanat ağırlıklı ve fakat ilçeye, insana bakışı ile bunun hizmetlere nasıl yansıdığını anlattığı konuşmazını dinledik. Ankara’nın en fazla koltuk kapasitesine sahip Devlet Tiyatroları sahnesinin Pursaklar’da olduğunu söylersem ne demek istediğim daha iyi anlaşılır…

***

Başkan Ertuğrul Çetin’in “Kültür nedir?” sorusuna cevap ararken herkesten birer cümlelik cevaplar geldi. Bendeniz kısaca ‘insan’ dedi! Başkan başını diğer meslektaşlarıma çevirince, içinde bulunduğumuz “Ankara Kedisi Koruma Yaşatma Ve Tanıtma Merkezi”ndeki kedilere mahcup düşerek ‘endemik’ bir hal aldım.

Meğerse kültür, Einstein’ın ‘eğitim’i tarif ederken, “Eğitim, okulu bitirdiğin zaman unuttuklarından arta kalandır” sözünden mülhem, “İnsanın unuttuklarından arta kalan” imiş…

Başkan Çetin, bu izahı yapınca, “Başkanım, bu harika tanım karşısında tüm tariflerimizi geri çekiyoruz” dedim, gülüştük…

 

YOK, O SORUYU UNUTMADIM!

Ankara’nın 5 Beyazını izah ederken listede yer alan endemik hayvana dair merak, “Nasıl olur da arı beyaz olur?” sorusuna dönüşmüştü ya; o soruyu gazeteci dostumuz Ahmet Tek önce bize, sonra da Pursaklar Belediyesi’nin kurduğu Endemik Vadi’de bizi bilgilendirenlere sorunca, cevabı öğrendik:
- Arı değil, balı beyaz!
Bu kez, içinde bulunduğum medya leşkeri ‘endemik’ bir hal aldı!
Bu hal, çevremizdeki endemik hayvanlara ilgimizi azaltmadı.
Tellerle çevrili alanlarda, sert esen rüzgara rağmen mutlu oldukları belli ala geyikler, kediler, tavşanlar bizi, “Bunlar da nereden çıktı” bakışıyla izlerken, göz göze geldik onlarla. “Biz insan, dostuz” dedim, inandılar!

Endemik Vadi, misyonuna uygun bir fiziki ortama ve canlı türlerine sahip. Medya Ankara’dan Bayram Polat’ın bir Ankara Tavşanını kucağına alması, yanındakilerin kediye ilgisini, sevgisini arttırdı. Aynı kurumdan Erdem Yeşer’in muhabir ve kameramanlarına yaptığı yönlendirmeler, en iyi görüntü ve bilgilerin kamuoyuna yansıtılmasına vesile bir davranıştı…

Genç meslektaşlarımızın başarılı çalışmaları ise kendi kendime ‘endemik’leştiklerine inanmaya başladığım gazeteci neslinin son dönemde tersi yönde ilerlediğini göstermesi bakımından harikaydı…

 

HÜLASATÜL HÜLASA…

Unutursam haksızlık etmiş olurum: Pursaklar Belediye Başkanı Ertuğrul Çetin’in ilçeyi bir kültür/sanat merkezi yapma konusundaki hizmetleri ile Başkentten kökü kazınmış Ankara Kedisini yuvasına kazandırmak için verdiği maddi/manevi mücadele takdire şayandı.

Bizleri, ziyaretçi sayısı aylık 40 bine ulaşan Endemik Vadi konusunda ayrıntılı biçimde bilgilendiren biyolog Osman Erdoğan da işini bilen biri olarak gezdirdi gazetecileri. Anlattığı en sevindirici şey, endemik bitkilerin tespit edildikten sonra yerinin kimseye bildirilmeden takip edildiğiydi. Yeri duyurulursa neler olabileceğini tahmin etmek zor değil. Türkiye’deki endemik bitki sayısının tüm Avrupa kıtasından daha fazla olduğunu bilmek bu uygulamanın önemini bir kat daha attırıyor.
Lafı uzatmadan, sözün özü bir özet yapmak istiyorum:

Kültür/sanat bizlerin mesleğiydi, işiydi
Başkan Çetin’in işi: Dedi; hizmet düşüydü
Canlıya farklı bakan, bu dünyanın dışıydı
söz alanlar bunların dikkat çekti hepsine