Macaristan ile dün gece oynadığımız özel maça ve Montella’ya dair diyeceklerimi yazının sonuna saklamak istiyorum…
Macaristan ile dün gece oynadığımız özel maça ve Montella’ya dair diyeceklerimi yazının sonuna saklamak istiyorum…
***
Dünyada kitleleri peşinden koşturan iki şey vardır; biri siyaset öteki futbol / spor. (Peşim sıra ‘bir de din’ diyen varsa o başka.)
Siyaset ve futbol dünyamızda gerilim tavan yapmış durumda. Akıllar başa alınmazsa kuzgunlar leşe konar!
***
Yar elinden derde düçar olmuş Düçari’den bir dörtlük aparayım da kimse dediğimden, diyeceğimden alınmasın:
Dinle sözüm al nasihat
Gözlerinde yaş incidir
Cahil ile etme sohbet
Her sözü bir baş incidir
Siyasette bir belediye başkanlığı uğruna ne güneşler batıyor!
Futbolda bir şampiyonluk uğruna ya da kaybedilmiş bir maç uğruna nice kanlar akıyor…
***
Bakın siyasete…
Aday çekmeler, istifalar, yalanlamalar, para saymalar gırla gidiyor…
Züğürdün çenesini yoran mal / mülk tartışması da cabası!
***
Bakın futbola…
Hakem hataları, futbolcu cezaları, yönetici açıklamaları ve sahaya ya da birbirine giren taraftar grupları…
***
Her iki uğurda batan güneş de akan kan da garip / guraba, işsiz / güçsüz takımından! Asıl takımlar ise öyle ya da böyle yoluna devam ediyor…
***
Dediğim kesimin aslında Ali Ercan’ın divanına bağdaş kurup, “Adaletin bu mu” türküsünü çığırması gerekiyor.
Çünkü…
“Güvenemem Servetime Malıma” diyecek bir servetleri yok…
“Ümidim Yok Bugün İle Yarına” dedirten sorunları çok…
Ve acı gerçek peşlerinde: Toprak Beni De Basacak Bağrına…
Toprağa bir stadyum tribününde veya bir siyasi parti mitinginde düşme riski üzerinde gezinenler; bazen Mecnun gibi dağda dolaşır. Hem de meteliksiz…
***
Birilerine demek isterim ki; Titreyin ve kendinize gelin! Futbol, kavga şevki değil seyir zevki olan bir spor dalıdır…
MONTELLA VE MİLLİ TAKIM
Dün gece Macaristan ile oynadığımız maçta kötü oynadık demiyorum, yenildik…
Müsabakayı Semih Kılıçsoy olmadığı için kaybettik demiyorum; Ümit Milli Takıma gönderilmeyip forma şansı verilseydi sonuca etki edebilirdi diyorum. Özellikle ikinci yarının ikinci yarısında oynanan futbol tam da Semih’lik bir hal almıştı…
Euro-2024’e az süre kaldı ve önümüzde üç hazırlık maçı daha var. Bu bakımdan yazımı iki gün önceki “Montella’nın ‘Kılıçsoy’lu harakirisi!” başlıklı yazımın son cümleleriyle bitirmek istiyorum:
Montella, Semih konusunu ‘kişisel’ hale getirip bazı inatlaşmalara yönelirse, sonu, ‘Kılıçsoy’ ile harakiriye dönüşebilir. Umarım olmaz. Olursa, kendine de Semih’e de Milli Takıma da yazık olur…