Bir seçimi daha başarıyla tamamladık. Hayırlı, uğurlu olsun. Stresi, gerginliği üzerimizden atmışlığın rahatlığıyla kahvemizi höpürdeterek durum değerlendirmesi yapacak olursak seçimin öncesi ve sonrasıyla sevindiren yanları olduğunu görürüz…

Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki; Türkiye, son 10 ay içinde verdiği 4 seçim sınavı ile demokrasi alanındaki olgunluğunu dünyaya gösterdi…

Her şeyiyle sorunsuz işleyen bir sistem dünyanın hiçbir yerinde yoktur ve olamazda! Buna rağmen, demokrasilerde en etkili ilaç olan ‘seçim’ hapını sıkıntılı olduğumuz anlarda yutarak kendimize gelmemiz küçümsenecek bir durum değildir. İçimizde ya da dışımızda her kim ya da kimler olursa olsun, bu yanımıza leke sürmeye çalışıyorsa iyi niyetinden şüphe duyarım…

Bunun kanıtı geçen yılki Mayıs seçimleri ve dünkü yerel seçim sınavımızdır…

Evet, seçimlerin sevindiren yanlarından biri, Türkiye demokrasisinin bir sınavdan daha başarıyla geçmiş olmasıdır…

***

Seçimlerin sevindiren bir başka yanı ise bir gün önce meydanlarda birbirine demediğini bırakmayan siyasilerin seçim sonuçları üzerine konuşurken ki olgunluğu idi…

CHP’nin 30, 40, 50 yıldır seçim kazanamadığı il ve ilçelerde elde ettiği başarı takdire şayandır…

Bununla ilgili olarak gerek Genel Başkan Özgür Özel gerekse İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığını yeniden kazanan Ekrem İmamoğlu’nun yaptıkları değerlendirmelerde ılımlı ve olumlu mesajlar vermesi, propaganda süreci boyunca kimyamızı bozan stres ve gerginlikten kurtulmamızı sağladı.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaklaşımı ve sonuçları tahlili de tam bir demokratik olgunluk örneğiydi…

***

Bu gelişmelerin bundan sonraki siyasi akışı mecrasına ulaştıracağını ve herkesin öncelikle hizmete, projeye odaklanacağını söylemek mümkün…

***

İlerleyen günlerde seçim sonuçları farklı açılardan ele alırız ama şu hususu özellikle belirtmek istiyorum:

Türkiye siyasetinde artık bir Mansur Yavaş gerçeği vardır ve bu gerçek varlığını sıkça hissettirecektir. Şimdilik nokta!

***

Bugünkü yazımı dünkü yazımın dörtlüğüyle bitirmek istiyorum:

Hırkalı der siyasi aşkı makam düşleyen
Siyaset ise zalim… Aşığını şişleyen
Siyasiler her daim rakibini tuşlayan
İnsan amma gerçeği kabullenmek zorunda