Sünenin zarar derecesi ve şekli, zararlının yoğunluğuna ve biyolojik dönemlerine, ürünün çeşidine ve fenolojik dönemine, iklim koşullarına bağlı olarak değişebilmektedir. Süne ergin ve nimfleri sokucu-emici ağız yapısına sahip olup hububatın sap, gövde, başak ve tanelerini sokup-emmek suretiyle zarar oluştururlar. Süne ergin ve nimfleri hububatta beslenme sonucunda 3 tip zarar meydana getirmektedirler.
Kurtboğazı zararı:Süneler kışlaklarda kışı geçirdikten sonra hububat tarlalarına göç eden kışlamış süne erginleri henüz kardeşlenme dönemindeki hububatın sap kısmını kök boğazına yakın yerden sokup emmek suretiyle bitkinin öz suyunu alırlar. Bu durumda besin ve su iletimini engellediği için emilen saplar zamanla sararır ve kurur. Bu şekilde zarara uğrayan bitkiler başak bağlayamazlar. Bu tip zarara genellikle Güneydoğu Anadolu Bölgesinde karşılaşılmakta, diğer bölgelerde buğday fenolojik olarak genellikle sapa kalkma-başaklanma evresinde olduğundan bazı yıllarda rastlanılmaktadır.
Sünenin yaptığı diğer bir zarar “Akbaşak Zararı” dediğimiz zarar şeklidir. Zamanla bitkiler geliştikçe beslenmesini bitkinin yukarı kısımlarında sürdüren kışlamış erginler, başaklar henüz yaprak kılıfı içindeyken, çiçeklenme veya tane bağlama dönemlerinde yine saplarda özellikle başağın altından sokup emmek suretiyle beslenerek zarar vermektedirler. Bu durumda yine su ve besin iletimi engellendiği için taneler oluşmaz ve başaklar beyaz bil hal almaktadır. Tarlada yeşil başakların arasında bu tip süne emgisi sonucunda zarar görmüş beyaz başaklar çok bariz belli olmaktadır. Bu durum çoğu zaman üreticilerimiz mantar yada pas yada fusarium hastalığı olarak bilinmektedir. Önceki yıllarda süne mücadelesi yapılmayan buğday tarlalarında yaptığımız arazi kontrollerinde bu durumu üreticiye anlatmamıza rağmen üreticiler mantar hastalığından kaynaklandığını ısrarla söylüyorlardı. Kısacası tarlanızda yeşil başakların içerisinde kılçıkları birbirlerine karışmış şekilde beyaz başaklar var ise bu durumun tek sebebi var oda süne eğsidir. Süne mücadelesi yapılmayan tüm alanlarda bu tip zarara rastlanmak mümkündür. Özellikle bazı yıllar sünenin yoğun olduğu zamanlar bu tip zararlar çok daha yoğun görülmektedir.
Sünenin meydana getirdiği en önemli zarar şekli ise “Tanedeki Emgi Zararı” dediğimiz zarar şeklidir. Başaklardaki taneler süt olumuna gelmeye başladığı sırada, kışlamış erginlerin popülasyonları gittikçe azalmaya, yumurtada çıkan nimflerin popülasyonu da artmaya başlamaktadır. Bu durumda yumurtadan yeni çıkan nimflerin yani yumurtadan yeni çıkan sünelerin süt olum dönemindeki hububat tanelerinde beslenerek meydana getirdikleri zarar özem kazanmaktadır. Özellikle bu yeni çıkan yavru sünelerin hububat başaklarında beslenmesi sonucunda, taneler çimlenme özelliklerin kaybettikleri gibi, ekmeklik ve makarnalık özelliklerini de kaybederler.
Bölgemizde yapmış olduğumuz tarla kontrollerinde süne yumurtası buğday tarlalarında tespit edilmiştir. Dolayısıyla üreticilerimizin önümüzdeki haftadan itibaren süne mücadelesine başlamasında fayda vardır. Süne yok diye süne mücadelesini yapmamazlık etmeyin. Günümüz bozulmuş doğal dengede sünenin olmaması neredeyse imkansızdır. Dolayısıyla süne mücadelesi mutlaka yapılmalıdır. Bereketli ürünleriniz olsun.