Huzur, insanın içinde duyumsadığı rahatlık duygusu, gönül rahatlığı, iç rahatlığı, baş dinçliği, rahatlık içinde bulunma durumu, dinginlik, çekişmesizlik, hepimizin istediği dinginlik, mutluluk ve gevşeme hissinin en temelini oluşturuyor. Şu günlerde hangimiz huzurluyuz, huzurumuzu kaçıran sebepler nelerdir? Diye sorsam herkesin vereceği uzun uzadıya cevapları duya biliyorum. Peki biz huzur veriyor muyuz?... Bir yudum huzur, bir damla mutluluk, azıcık sevgi ve bir o kadar hoşgörü verebiliyor muyuz! Önce kendimize huzur vere biliyormuyuz? Bugün kendinize bir iyilik yapın ve önce ben deyin. En çok kıymeti, önce kendinize verin. İnsan ne yaparsa kendine yapar, Ademoğlu en büyük kötülüğü önce kendine sonra etrafına yaparmış. Kırık ampul etrafını aydınlatmaz, bizim kafamız huzurlu olacak ki etrafımıza huzur saçacağız. Nitekim kendimizi kıymetsiz sayıp kıymet verilmeyecek insanlara değer verince, eldeki huzurumuzda kaçıp gidiyor. Huzur konusunda önce ben demeliyiz, kafamız rahat olsun ki rahat kararlar alabilelim.

İnsanlarda huzur kalmadığı için yaşlılar huzuru, huzur evlerinde arıyor. Evlerimiz eskiden büyüktü, odalarından çocuk sesleri ve aile muhabbetleri gelirdi. Şimdilerde evler, odalar, sofralar küçüldü yaşlılarımızı, odalara sığdıramaz olduk. Yaşlılarımızda huzuru huzurevlerinde arar oldular. İsrâ Suresi 23-24’de “Rabbin, sadece kendisine kulluk etmenizi ve anne babanıza iyi davranmanızı emretti. Onlardan biri veya ikisi senin yanında yaşlanırsa onlara öf bile deme! Onları azarlama! İkisine de gönül alıcı güzel sözler söyle. (24) Onlara merhametle ve alçak gönüllülükle kol kanat ger. “Rabbim! Onlar nasıl küçüklükte beni şefkatle eğitip yetiştirdilerse şimdi sen de onlara merhamet göster” diyerek dua et. Diye buyuruyor.

Ergen çocuklarımız anne ve babalarına bırakın of demeyi, ağıza alınmayacak kelamlar ediyor. Evlat sende yakın zamanda anne ve baban yaşına geleceksin, senin o döneminde senin evlatların bu şekilde davransa ne hissederdin?.. “Civciv yumurtadan çıkmış kabuğunu beğenmemiş’’

Evlilik öncesi flörtler, nişanlılar görüşe bilmek, bir bardak çay içmek için fırsat kollarlar evlendikten sonra evden kaçacak bahane ararlar. Bunlar huzuru tükettiğimizden oluyor, saygı ve tahammülsüzlüklerden kaynaklanıyor. Trafikte korna sesine tahammül edemiyoruz, yolda yürürken başımız ya dik yürüyoruz ya da önümüzden kaldırmayıp bir an evvel gideceğimiz yere gitmek için kendimizi iletişime kapatıyoruz. Dünyada beşeri ilişkilere dikkat etmiyoruz, saygı bitmiş, sevgi yalan olmuş, huzur hunharca katledilmiş, akrabalık bağları koparılmış, sıla-i rahimler kesilmiş. Ekonomik sorunlar ile boğuşmaktan kendi benliğimizi unutmuşuz. Hep bir şeyleri tamamlama mücadelesi içerisindeyiz, lakin her şeyimiz yarım.

Huzurlu olmak her insanın isteyeceği olgulardandır. Mutluluk insanın o an yaşadığı durumlara göre değişkenlik gösteren bir ruh halidir. Kişinin hayattaki her anını mutlu bir şekilde geçirmesi neredeyse imkânsızdır. Ancak bazı yapmanız gereken şeyler ile hayatınızın her anını mutlu hissedebilirsiniz. Önce öğrenmeye açık olun, İnsanlar, kitaplar, filmler, diziler, şarkılar, ansiklopediler, yeni maceralar, tecrübeler… Yaşamınızdaki her unsur, size yeni şeyler öğretebilir. Ancak modern yaşamın yoğun temposu içinde, her zaman yeni şeyler öğrenmeye ya da farklı bakış açılarını değerlendirmeye fırsat bulamazsınız. Monoton ve sıkıcı bir hayatınız olduğu için mutsuz olduğunuzu düşünüyorsanız dışarıda sizin tarafınızdan tanınmayı ve öğrenilmeyi bekleyen milyonlarca bilgi olduğunu unutmayın. Elbette karşılaştığınız her bilgi sizi memnun, mutlu ya da tatmin etmeyebilir. Ne var ki yeni bir insan tanımak, yeni tecrübeler edinmek ve yepyeni maceralara atılmak; size her zaman önemli tecrübeler kazandırır. Öğrenmeye ve başka fikirlere karşı açık olduğunuz sürece daha mutlu ve keyifli bir yaşam sürebilirsiniz. Bol bol kitap okuyun…

27 Mayıs’ta saat 11.00’de Konya, Kulu ilçe Milli Eğitim müdürlüğünün ev sahipliği yaptığı, Yusuf Küçükgöl ilkokulu kütüphanesi açılışı ve yine ilçe milli eğitim müdürlüğü konferans salonunda yazarlık ve kitap üzerine söyleşi yapacağım, katılmak isteyen kıymetli hemşerilerim davetlidir. Allah’a emanet olun Hoşça kalın.