Adalet mülkün temelidir sözü ülkemizin her yerindeki adliye binalarında ve duruşma salonlarında asılıdır. Cümle çok kısa ve anlaşılır gibi dursa da esasında yanlış bilinmektedir. Bunun sebebi de cümle içerisindeki "mülk" kelimesinin gayrimenkul ya da taşınmaz biçiminde anlaşılmasındandır. Halbuki buradaki "mülk" kelimesi Arapça bir kelimedir ve "devlet, ülke, iktidar, düzen, egemenlik, saltanat" anlamlarına gelir. Yani bu cümlenin anlamı tam olarak şöyledir: "Adalet devletin (egemenliğin) temelidir." Adalet mülkün temelidir sözünün Atatürk'e ait olduğu düşünülür fakat bu söz Hz. Ömer'e aittir. Adâlet önce âdil olmayı gerektirir. Yani bir başka ifade ile âdil olmayandan adâlet beklenemez. Burada, “kime karşı âdil olunması gerekir” sorusu akla gelebilir. İnsanın önce kendisine, aile efradına ve içinde yaşadığı veya yönettiği insanlara karşı, hatta düşmanlarına karşı bile âdil olmak mecburiyeti vardır.
Adâletin bir emanet olduğu gerçeğini Allah Kur’ân-ı Kerîm’de şöyle ifade eder: “Şüphesiz Allah size emaneti ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğiniz zaman adâletle hükmetmenizi emreder. Gerçekten Allah size ne güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi işiten ve görendir.”
Düşmanlara bile adâletle muamele edilmesi emredilmiş ve adâlet takvadan sayılmıştır.“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutanlar, adâletle şahitlik eden kimseler olun. Bir topluluğa olan kininiz sizi adâletsizliğe sürüklemesin. Âdil olun. Çünkü o (adâlet) takvaya daha yakın olandır. Allah’tan korkun! Şüphesiz Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.”
Âdaleti tahsis edenlerin tarafı adalet olmalıdır, şahıslar asla olamaz, bu dünyanın birde mahkeme-i kübrası var!!!. Her ağlayan, sızlayan, duygu sömürüsü yapan masum ve suçsuz değildir, sap ile samanı iyi ayırmaktır Adâlet. Adil olmak vicdandan ve Âdâletten gelir. Bir gün muhakkak herkese Âdâlet lazım olacaktır. Allah'a ısmarladık, hoşça kalın...