Ankara, Cumhuriyetimizin başkenti olmasının yanı sıra, çok daha köklü bir tarihe sahip. Hititler’den Osmanlı’ya, nice medeniyetin izlerini taşıyan bu şehir, ne yazık ki çoğu zaman günümüzün hızlı temposunda kaybolan değerlerini gözler önüne çıkaramıyor.
Cumhuriyetimizin 100. Yılını 2023 yılında çoşkuyla kutlayıp Türkiye Yüzyılına girmişken ve bu yılda yüzyılı devirmeye hazırlanırken; bu özel yılda Ankara’nın tarihi ve kültürel değerlerinin derinlemesine ele alınacağı bir çalıştayın ikincisi düzenleniyor. Kültür Sanat Muhabirleri Derneği’nin girişimiyle 15 Ekim’de Ulucanlar Cezaevi Müzesi’nde gerçekleştirilecek bu etkinlik, şehrimizin geçmişine dair önemli bir adım. Ankara, Cumhuriyetimizin başkenti olmasının yanı sıra, çok daha köklü bir tarihe sahip. Hititler’den Osmanlı’ya, nice medeniyetin izlerini taşıyan bu şehir, ne yazık ki çoğu zaman günümüzün hızlı temposunda kaybolan değerlerini gözler önüne çıkaramıyor.
İşte bu çalıştay, tam da bu noktada devreye giriyor. Ankara’nın tarihî ve kültürel birikimini ortaya koymak, siyasetin ve modern kentin gölgesinde kalan güzellikleri hatırlatmak için önemli bir fırsat sunuyor.
Kültür Sanat Muhabirleri Derneği Başkanı İbrahim Gökdemir, etkinliğin amacını açıkça şu cümlelerle ifade etti: “Ankara’nın tarihi ve kültürel zenginliklerinin siyasetin gölgesinde kalmaması.” Ne kadar doğru bir tespit! Türkiye’nin başkentinin, tarihin sayfalarında kalan yüzü; Roma Hamamı’ndan, Augustus Tapınağı’na kadar birçok hazine barındırıyor. Ancak şehrin kültürel mirası, çoğu zaman betondan binaların, trafiğin ve siyasi gündemin gölgesinde unutuluyor.
Bu çalıştayda, sadece tarihî eserler konuşulmayacak. Ankara’nın köklü geçmişi, kültürel birikimi, sanata olan katkıları da gündeme gelecek. Özellikle kültür ve sanatın toplumlar için ne denli önemli olduğuna dair vurgular yapılacak. Ulucanlar Cezaevi’nin bu çalıştaya ev sahipliği yapması da sembolik bir anlam taşıyor. Geçmişte zulmün, baskının simgesi olan bu mekân, bugün tarihin ve kültürel birikimin hafızası olarak karşımızda. Altındağ Belediye Başkanı Veysel Tiryaki’nin de dediği gibi: “Kültür ve Sanatına sahip çıkmayan toplumlar, zamanla yok olmaya mahkûmdur.”
Kıymetli Veysel Başkanımın bu cümlesi aslında hepimiz için bir uyarı niteliğinde diye düşünüyorum. Sanatı, kültürü ve tarihi göz ardı eden toplumlar, geleceğe sağlam adımlarla yürüyemez şüphesiz. Ankara’nın kültürel mirasına sahip çıkmak, onu geleceğe taşımak; sadece tarihçilerin, akademisyenlerin veya sanatçıların değil, hepimizin sorumluluğunda.
Cumhuriyetimizin 100. Yılında böylesine anlamlı bir etkinlik, geçmişten geleceğe bir köprü kuruyor; hiç yadsınamaz. Ankara’nın tarihini, kültürel zenginliklerini yeniden hatırlamamız, bu mirası korumamız gerekiyor. Umarım bu çalıştay, başkentimize dair yeni bir farkındalık oluşturur ve tarihimizin kıymetini bilmemizi sağlar.
Ankara’nın yüz yıllık hikâyesi burada bitmiyor. Daha yazılacak çok sayfa, keşfedilecek çok hazine var. Ve bu hazine, ancak ona değer verenler tarafından geleceğe taşınabilir.
Mukadder ben; geçmişe bir selam, geleceğe bir umut bırakmak için hepimizin üzerimize düşeni yapmalı olduğuna inanan.