En son Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylardan Muharrem İnce kaybettikten sonra diğer aday Tayyip Erdoğan için söylemişti “Adam kazandı” diye.
Bugün bunu Özdemir Turgut için söylüyoruz, adam kazandı. Ama öyle ucu ucuna değil, büyük farkla. Başa oynayan iki adayın aldığı toplam oydan daha fazla oy alarak hemde.
Merkezde 300-500 oyu var diyenlere nisbet yaparcasına yine nerdeyse rakipleri kadar merkezden oy çıkardı. “O yerde o güçlü, bu yerde bu güçlü” diyenlere eyvallah etmedi, rakiplerin “kalemiz” dedikleri yerleri bile fethetti, burçlarına kendi bayrağını dikti. Nerdeyse her yerde “tek güç benim” dedi.
“Kendi köyünde darbe yiyecek” diyenlere “hadi ordan” dedi, “Burası benim ve buranın da reisi benim”
“Bir tuvaletten başka ne yaptı” söylemlerine karşı, “Ben yaparsam olur. Gerekirse bir tuvaletle bile kazanırım” dedi.
İnsanların güce karşı zafiyetini iyi analiz etti. Koltuk gücü bende, iktidar gücü bende, maddi manevi güç bende, o halde “zafer de bende” dedi. Üslübunu, duruşunu, çizgisini hiç bozmadı. “Ben size daha önce nasıl geldiysem yine öyle gelirim, sizde bana her şartta geleceksiniz” dedi ve ne şaşırttı, ne de kendi şaşırdı, insanları yanına son dakikada da olsa çekti.
Seçime 3 gün kala en büyük kozunu oynadı. Yıllardır yoluna manevi kırmızı halılar serilen, “ne olur bir Haymana’ya gel” denilen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı öyle veya böyle getirdi.
Siz bakmayın “Erdoğan Haymana’ya hiçbir vaat vermedi, önemli proje açıklamadı, hatta tepki çekti, bu geliş ters teper” diyenlere. Erdoğan’ın Haymana’da salınması bile “Ben hep AKP’ye verdim, ama bu sefer vermeyecem” diyenlerin kafasını allak bullak etti. O karışan kafalar sandıkta yine Erdoğan, dolayısı ile Özdemir’e meyletti.
AKP’nin adını bile doğru düzgün bilmeyenleri, söyleyemeyenleri, liderini tanımayanları, belki Haymana adayını bile bilmeyenleri o çok iyi tanıyordu. Onların “lamba” sevdasını biliyordu. Kötü giden ekonomi, eğitim, dış ve iç politikaya rağmen o lambaya olan aşka güveniyordu. Nitekim yanılmadı. O lambacılarda onu yanıltmadı.
2014’te Demokrat Parti ile ile kazanmıştı seçimi. Bu defa ardına iktidar rüzgarını da almıştı. Belediye başkanı olarak giriyordu seçime. O koltuğun avantajlarını da kullanınca, görkemli bir zafer çıktı ortaya.
Tartışması, geçen hafta dediğim gibi günler, aylar, hatta bir sonraki seçime kadar devam edecek. Ama bu saatten sonra herkese Turgut’a “Hayırlı olsun” demek düşer.
Seçime katılan diğer tüm adaylara da ayrıca bir teşekkürler buradan. Hacı Aysu CHP’nin son dönemlerdeki en yüksek oyunu aldırdı partisine. Kazanmaya yetmedi ama, doğru adayla doğru strateji ile seçimi kazanabileceğini gösterdi. Seçim sürecinde ve seçimden sonra tüm iyi niyeti ve centilmenliği ile kazananı tebrik etti. Tüm seçmenleri adına bravo Aysu.
Levent Koç, dediğim gibi seçime büyük renk, heyecan ve umut kattı. Son dakikaya kadar favori göründü. Gencecik haliyle, etkileyici hitabeti, eğitimi ve kültürüyle çok önemli bir kitleyi ardından sürükledi. Hem de DP gibi siyaset sahnesinde olmayan parti ile. Hoca elinden geleni yaptı. Bundan sonra yine siyaseti düşünürse adı en başa yazılacak bir aday olarak tarihteki yerini aldı.
Aynı şekilde diğer adayları da tebrik ederim.
Neticede ne söylenirse söylensin, hangi mazeretin ardına sığınılırsa sığınılsın halkın iradesi tecelli etti ve Turgut koltuğunu bırakmadı. Hem de büyük bir zafere imza attı ve “Adam Kazandı” kardeşim.
HAFTANIN HABERİ: Bir aydır seçim bürolarında tıka basa yiyip içen K.U(54) seçimden sonra evdeki pırasaya talim etmek zorunda kaldı.
HAFTANIN SÖZÜ: İzmir’den sonra şimdi Angara’da mı gavur oldu la..?
SAYGILARIMLA