Bu günlerin en rahatı, en keyiflisi, en işleri tıkırında gideni kim diye soran olursa hiç şüphesiz Özdemir Turgut’tur. Turgut bizzat kendi ağzıyla “Rakiplerim Hacı Aysu ve Levent Koç’tur” dediği iki isim şimdi Demokrat Parti için kıyasıya bir mücadele içindeler.

Özdemir Turgut’un 2014 seçimlerine aday olarak parlattığı ve seçimi kazandığı Demokrat Parti, şimdi paylaşılamıyor.

Ne partiymiş arkadaş, ne mübarek bir KIRAT’mış.

Sokaktaki 100 vatandaşı çevirip sorsanız “Demokrat Parti’nin genel başkanı kimdir?” diye, eminim bilen 5 kişiyi geçmez. Hatta Demokrat Parti deyince “Adnan Menderes veya Süleyman Demirel” diyen bile çıkar. Ama DP Genel Başkanı Gültekin Uysal’ı 5 kişi bilmez.

Ne beygirmiş arkadaş, ne müthiş bir partiymiş.

Bir zamanlar tarihin çok eski zamanlarında şahlanan kırat aslında son yılların bildiğin sütçü beygiri. Mecliste yok, seçimlerde nal topluyor, siyaset sahnesinde esamesi okunmuyor. Ama Haymana’da hipodromlarda koşan İngiliz Atı oldu her nedense?

Hacı Aysu’yu bir nebze anlarım. 2014 seçimlerinde iktidar partisinden olduğu halde, koltuk avantajı olduğu halde, tüm imkanlar elinin altında olduğu halde kaybetti. Kime? Demokrat Parti adayı Özdemir Turgut’a.

Aysu bugün “Şimdi iktidar ve koltuk, akabinde avantaj Turgut’ta. Bende aynı şekilde 2019 da aynı şartlarda Demokrat Parti adayı olarak iktidar ve başkan olan Turgut’u devireceğim” diyorsa bir şekilde anlarım. “Hırs yaptı, rövanşı en şaşalı ve en ses getirecek şekilde böyle almak istiyor” derim “hak vermek için sebepleri var’ı bir kenara yazabiliriz.

Peki Levent Koç’un ısrarı nedir Demokrat Parti’ye? Koç muhtemelen seçim sonrasını düşünüyor. Koç seçimlerde oldukça iddialı. Kazanabilir mi? Neden olmasın? Ama Koç’un ajandasında bir de kaybetme ihtimali var. Kaybedebilir mi? Neden olmasın?

İşte kaybetme ihtimalini de bir kenara yazan Koç, ondan sonrasını düşünüyor. Muhalefet bir partiden, bir diğer deyişle AK Partiye kılıç çeken bir partiden olupta kaybetmek Koç için daha zor. Çünkü Koç sonuçta aktif iken istifa etmiş bir devlet memuru. Yarın bunun dönüşü var. Dönerse yine Haymana’ya veya Yenice’ye dönebilecek mi? İşte tüm hesaplarını bunun üzerine yaptığını düşünüyorum.

Yarın memuriyetine kaldığı yerden dönecek olursa, Demokrat Parti’den aday olmuş Levent Koç olmak var, bir de şimdinin muhalif partileri İyi Parti veya CHP’den aday olmuş Levent Koç olmak var. “İktidar bunları unutmaz, ben dönmek için müracaat ettiğimde tüm bunları bir kenara yazar, işimi zorlaştırır” diye düşünüyor olabilir. Haklı mı? Kendi penceresinden haklı olabilir.

Ama kazanmanın yolu bir anlamda boynuna kadar riske girmekten geçer. CHP ve İYİ Parti’nin ortak adayı Mansur Yavaş rüzgarını unutmamak gerekiyor. Ve bu partilerin genel başkanları, milletvekilleri her gün televizyonlarda bangır bangır bağıracak, siyaset yapacaklar. İnsanlar bunları görecek, akabinde sende Haymana sokaklarında partinin dediklerini halka anlatacaksın. Hatta Mansur Yavaş, yanında Levent Gök ile Haymana Meydanında otobüsün üstünde senin elini kaldırıp “Biz Ankara’yı, bizim adayımız da Haymana’yı coşturacak” diye bağırdığında insanlardaki etkisini düşünmek ta lazım.

Eğer tüm yarış kırat’a binmekten ibaretse, sizler küçük düşünenlerdensiniz. “Büyük düşün Haymana” sloganı ile 2014’ün kazananı Turgut, sizin bu DP kavganızı çayını, kahvesini söylemiş, sigarasını yakmış keyifle seyrediyordur, “bakalım bizim kırat kimi tepecek?” diye.

HAFTANIN HABERİ: Piyangonun büyük ikramiye kazananı hala belli olmayınca, gözler her zaman az çorba içen ama bir haftadır duble iskender yiyen E.A(48)’a çevrildi.

HAFTANIN SÖZÜ:”Oyları kimin verdiği değil kimin saydığı önemlidir” (Stallin)

SAYGILARIMLA