Yazar: Cengiz Aytmatov
KİTAP ADI: BEYAZ GEMİ
YAZARI: Cengiz AYTMATOV
Beyaz Gemi kitabını okuduğum her saniye kendimi kitabın daha da içinde buldum. Kitabın ana kahramanı bir çocuk. İnsanı kendine çeken ve her sözünden masumluk akan bir çocuk. O yaşına göre de çok olgun. Aytmatov’a göre bu çocuk geleceğin temsilcisidir ve her çocuk zaman adlı toprağa atılan birer tohumdur. Eğer iyi sulanırlarsa gelecekte koca koca ağaçlar olacaklardır. Ama Aytmatov çocuğa gelecek vasfını yüklerken bir yandan da bir çocuğun nasıl olması gerektiğini son derece iyi işlemiştir.
Kitaptaki diğer önemli karakter olan dede ise geçmişin temsilcisidir. Yani çocuğun geleceğini şekillendirecek kişidir. Geçmişin tüm güzelliklerini reddeder ve geleceği güzelleştirmek için hiçbir şey yapmayan bir adamdır. Mekânın bir köy olması ve çocuğun doğa ile sürekli etkileşimi insanı okurken sanki o köydeymiş gibi hissettirir.
Hikâyenin en güzel yanlarından biri de içinde bulunan masaldır. Masal kısmını okurken insan sanki kitap içinde kitap okumuş gibi hissediyor. Bunca etkileyici anlatımın bize aktarmak istediği asıl konuyu şöyle toparlayayım. İyi bir geçmiş yaşanan bir yerde, birkaç kötü ruhlu insan yüzünden iyi bir gelecek köreltilemez.
Benim, kitabın en çok hoşuma giden bölümünde şöyle der: “İnsan yalnız olunca neler neler düşünür… Gerçekleşmemiş hayallerini, uçup giden yıllarını, ilk aşk maceralarını… O pek geride kalan yılları, erişilemeyen ve erişilemeyecek olan bir isteği hatırlamak, düşünmek de hoş bir şeydi. Niye böyle olur, bunu da bilmez insan.” Ne güzel yazılmış değil mi? Her kelimesinden ustalık akıyor. “Neden bu kitabı okumalıyım?” diye soracak olursanız; harika bir geçmiş ve gelecek uyumunu, müthiş bir mekâna uyarlayıp ustaca yazıldığı için sizi sıkmayacak bir kitap.
Kitabın adı da olan Beyaz Gemi ise en sevdiğim bölümde de anlatıldığı üzere yapmak isteyip yapamadıklarımızdır.
EMRE YILMAZ
NURİ BEKTAŞ ANADOLU LİSESİ 9. SINIF ÖĞRENCİSİ