“Bir milleti yok etmek istiyorsanız eğitimini zayıflatın” veya buna benzer bir cümle vardı. Bizdeki zayıflık bu hafta üniversite sınav sonuçlarında bir kez daha tüm kemikleri sayılacak ve kör gözümüze batacak şekilde kendini gösterdi.
“Eğitimde gerçekten nereye gidiyoruz? Ya da başka tabirle nereye savruluyoruz?” Diye kaç eğitimci, kaç öğretmen, kaç öğrenci veya kaç veli soruyor? Bence hiçbiri..
Çocukluğuma bir ani dönüş yapıyorum. Köy okulunda okuyorduk. Hani bugün herkesin burun kıvırdığı yıkık viran köy okullarına. Öğretmen köye gelir, okul bitene kadar köyde kalırdı. Attığımız her adımdan haberdar, yediğimiz içtiğimize kadar bilirdi.
Okulda tezek yakar, birkaç sınıf aynı odada eğitim görürdük. Öğretmen 5’e bölünürdü bir anlamda. Birinci sınıfları Ali ata baktırırken, son sınıflara neredeyse havuz problemleri çözdürürdü. “Haydin çiçek olun” dediği zaman sınıf o an için tezek değil hakikaten çiçek kokardı. Öğrencisi öğrenci, öğretmeni de esaslı öğretmendi bana göre. Tezekten doğalgaza geçen eğitim, uygulamada hala o eski ve kekremsi kokuda maalesef.
Şimdi taşımalı diye bir şey icat oldu, hem mertlik hem de eğitim telef oldu. Öğretmen Ankara’dan yarı uykulu saat 10 da sınıfa giriyor, öğleden sonra kaçarcasına ve yarım kalan uykusunu tamamlamak için koşturarak gidiyor.
Eee çocukların temeli böyle atılıyor. Harç bir tarafa, mala bir tarafa.. Taşımalı eğitim müteahitleri daha temelden malzemeden çalmaya başlıyorlar, yukarıya doğru çıkıldıkça ortaya eğitimin tüm ucubeliği de kendini gulyabani gibi gösteriyor.
Bu haftaki üniversite sınav sonuçlarına bakıyorum, ilçemizden birinciler falan çıkmış. Bireysel birkaç çocuğumuz puan denilen ejderhanın karnını deşmeye çalışırken, çoğunluğu o ejderhanın midesinde hazmedilmeye bile başlamış.
Kusura bakmayın gençler ama ne aldığınız puanlar, ne de yüzdelik sıralamanız geleceğinize ışık tutmayı geçtim ancak mum tutturur. Ama burada belkide en masumları sizlersiniz. Çünkü eğitim denen bol kurşunlu rus ruletinde silah sizin, kafanızda tetik başkalarının elinde. Bir defa kurtarsanız bir sonrakinde patlayacak.
Yere göğe koyamadığımız ilçemizin okulları… bu sonuçlar sizce başarı mı? Buyrun.. “şu sebepten dolayı başarılıyız” deyin bende yine buradan alayınızdan özür dileyeyim.
Değerli eğitimci ve yöneticilerimiz; ağaç sularken, çiçek severken “Aman ne başarılı idareci” diyorsak, öğrencilerin karneleri ayrıca sizlerin ve bizlerin de karneleri olduğuna göre, puanlar ortaya döküldüğünde de “Ne iş?” diye hepimiz sorguya çekilelim ama değil mi?
Herşeye rağmen ilçemizdeki bazı idealist, emekçi ve gerçekten eğitim gönüllüsü yönetici ve öğretmenlerimize güveniyorum. Sayıları azda olsa verdikleri mücadele ortada. Haydin hocalarım, ucube sisteme, tüm olumsuzluklara rağmen çocuklarımız sizlere emanet.
Onları vezir veya rezil etmek şu an için tek sizin marifetinize kaldı. Ahmed Arif’in dediği gibi “Gözlerinizden öperim. Bir tek umudum sizde, anlıyor musunuz?”
HAFTANIN SÖZÜ: İnsan değişir. Misal hıyarsa cacık olur, ama bir elma olmaz.
HAFTANIN HABERİ: Evine buzdolabı alarak milli gelirindeki yükselişi gösteren B.Y(39) yine düşman çatlattı..