Sela’lar okunurken geldi darbe. Bu darbe başkaydı tabii. Öyle ucundan kıyısından değil, darbe dediysek, darbeli matkap gibi bir şeydi. Deldi geçti.
Rahmetli Levent Kırca’nın eskilerde skeci vardı; “Zam değil Zamcık” diye. Bu defaki “ZAMCIK” içimizden geçti.
“Seçim seçim” diye kendimizi heba ettikten sonra, asıl mesele GEÇİM’e geldik mi geldik. Daha önce söylediğim gibi, birileri bizim sayemizde seçimle ceylan derisi kabarık koltuklarına oturdu, peki daha iki ay geçmeden biz nereye oturduk? Benim terbiyem el vermiyor yazmaya.
Ortada bir ekonomik kriz var mı? Var. İyi de arkadaş ortada bir kriz varsa bunun sorumlusu kim? Kemer sıkmak gerekiyorsa bunu ilk olarak devlet yapar ve örnek olur. Her krizde kemer sıkmak yerine vatandaşın ümmüğü sıkılmaz.
Ortada ekonomik sorun varsa tasarrufa devletten başlanır. Vatandaşın sofradaki ekmeği, çocuğunun maması, bebesinin simidi alınmaz.
Akaryakıta tarihi ZAMCIK geldi. Bu da iğneden ipliğe her şeye katmerli ZAMCIK demek. Şimdi özellikle arabalara binilirken, çiftçi tarlasını sürerken eli ayağı titreyecek.
Peki aynı el ayak titremesini makam aracına binip “Sür oğlum” diyen siyasiler, kamu yöneticileri de yaşayacak mı?
“Sür oğlum. Beni daireye bırak, oradan yengeni al kuaföre bırak, bebeleri de okullarına atıver sana zahmet. Sonra akşam alayımızı teker teker topla” diyen kamudaki makam, mevki sahiplerinin bindiği araç su mu yakıyor?
Bakın küçücük Haymana’ya. Neredeyse her birimin makam aracı var, güzel mi güzel. Bastı mı gaza gider mi gider. Siz petrole yanaşıp fırıldak gibi dönen rakamlara bakamazken, hem sıcaktan, hem de cebinizdeki hararetten terlerken, onlar klimalarını açarak bir yerlerini yellendire yellendire yanınızdan geçip gidecek.
Tasarruf yapılacaksa en tepeden başlanmalı mesela. Cumhurbaşkanı Cuma namazına yine yüzlerce konvoyluk araçla gidecekse, her bir baş danışman, danışman, danışman yardımcısı, danışman yardımcısı vekili falan su gibi yakıt harcayacaksa Memur Fatmagül’ün suçu ne? Ya da İşçi Ahmet’in, çiftçi Muzaffer’in günahı ne. Onlar kemeri son deliğine kadar sıkarken, başkası fındık kıracak.
Sade iktidar değil. Muhalefette aynı teranede. Efendim zamlar çok fenaymış. İktidar becerememiş. Vatandaşa yazıkmış. Tamam siz de “Biz vatandaşa örnek olsun diye şatafatlı araçlara binip bol araçlı konvoylar yapmayacağız. Özel araçlarımızla gideceğiz her yere. Kamu araçlarını kullanmayacağız. Hadi iktidar sende yap” deyin. O da yok. Ancak televizyondan vıttım da vıttım.
Avrupa’nın sanayi devi, ekonomisi kabarık devlet başkanları bisiklete ya da düşük modelli arabalara biniyor, bizimkilere sıfır Mercedes, uçak beğendiremiyoruz. Seçimden önce TOGG’a binenler, şimdi “BOGG binerim” havalarında. Madem ayranımız yok içmeye, ne diye VİP gidiyoruz çeşmeye?
İşçiye memura zam verilmiş ya… , ee bu ÖTV zamları falanda normalmiş. “Yeğenim al şu parayı benden bir çay iç” diye cebine para sokuştururken “Eşşek değilsin bak paran da oldu ya bana bir yemek ısmarlarsın” demek gibi bu. “Çay parası ver, yemek iste. Hadi oradan” diyecek bir babayiğit var mı? Yok. O zaman getir oradan semeri bir üzerimizde deneyelim. Bence alayımız cuk oturur.