Geçen hafta idealist ve işlerinde başarı çıtasını aşmış, aynı zamanda toplum nazarında gönüllerde taht kurmuş kişilere kendi terazimde tartarak bir alkış göndermiştim. Bence kötü geçen 2017 yılında çölde açan çiçeklerdi bunlar. Unuttuğum birkaç kişiyi daha eklemek istiyorum.
Eğitimin tüm Türkiye’de çuvalladığını hepimiz biliyoruz. Bana kimse aksini savunamaz. Zaman zaman da konuya değindim. Bu yara bir türlü kabuk bağlamaz iken, bazen bazı kişiler çıkar ve en azından pansumanını yaparak acımıza bir morfin etkisi sağlar. Biter mi, hayır. Ama en azından günübirlik unutulur.
Bunlardan birisi de İmam-Hatip Anadolu Lisesi Müdürü Hüseyin Günaydın. Hüseyin Hoca, göreve başladığı günden bu yana farkını fark ettirmiş, kişisel insiyatifini ve çabasını da kullanarak, bir okul idarecisi nasıl olur göstermiştir. Okulun başarısı, öğrencilerin Hüseyin Hoca’ya karşı sevgi ve saygısı ortadadır. Ama bir Türk filminde denildiği gibi, “Arkadaş burada eyileri sevmiyorlar” İşte burada da “Eyi” leri sanki cezalandırıyorlar. Aynı zamanda cezalandırılan bizleriz aslında. Hüseyin Günaydın’ın tayini çıktı ve ayrılıyor. Bu rutin bir ayrılış mı, Hüseyin Hoca’nın kendi kararı mı bilmiyorum. Ancak eğer birilerinin parmağı varsa bu işte, Haymana’ya ihanetin daniskasıdır. Her şeye rağmen Hüseyin Günaydın iyi bir idareci nasıl olur, nasıl özveri ile çalışır, kendinden bir şeyler katarak, mensubu olduğu kurumun marka değerini nasıl tavan yaptırır, herkese gösterdi. Teşekkürler Hüseyin Hoca ve hakkını helal et.
Eğitimde yine parlayan bir yıldız varsa, o da Bahtiyar Sevim öğretmenimizdi. Önce medyada boy gösterdi. Sonra tuttu kopardı gerçekleştirdi hayalini. Bizleri bahtiyar ettin, sen daha çok olasın hocam. “Kim milyoner olmak ister” ile başladı hikaye. Herkes olmak ister ama o milyonlarla bir Bahtiyar Hoca olunmaz.
Haymana Devlet Hastanesinde sıradan bir doktordan çok ötesi Ayşe Altındiş Bal. Doğumda Ayşe Hoca varsa herkesin gönlü rahat. İşine sevgisini, şefkatini, insanlığını katan bir beyaz melek. Hastası uykusuz gece geçirirse o da uyumuyor. O da hastasıyla beraber sancılanıyor. Dünyaya onun elinden gelen her bebek, sanki onun çocuğu oluyor. Ayşe Hoca herkesin dilinde, gönlünde, yüreğinde.. Bizim de nacizane köşemizde ve başımızın üstünde aynı zamanda.
Bu yılın en büyük alkışını hak edenler hiç şüphesiz Jeotermal AŞ’nin işçileridir. Alın terlerini, emeklerini feda edip, gecelerini gündüze katıp çalışmışlar, ama bir türlü bu emeklerinin karşılığını alamamışlardır. Aylarca ellerindeki nasırları gördükçe yürekleri dağlanmış, ancak sabretmiş ve her karanlığın ardından doğacak güneşi beklemişlerdir. Şimdi bir kadro umudu doğdu. İnşallah, analarının ak sütü gibi hak ettikleri paralarını alacakları günü beklemektedirler. Bir gün dahi sokaklara dökülüp isyan ettiklerine şahit olmadık. Hep beklediler. Beklenen gün gelecekse, çekilen çile kutsaldır diye derviş sabrıyla beklediler. Sabır taşı olsa çatlardı belki, ama onlar kan tükürdü “kızılcık şerbeti” dediler. Çocuğunun cebine harçlık koyamamanın, haftalarca pazara çıkamamanın, esnafı gördükçe yüzü kızarmanın mahcubiyetini bu emekçi kardeşlerimiz kadar bilen olmaz. Bence 2017 yılının en çok alkışı hak eden vefakar ve cefakar işçilerdir.
Peki bu yılın ceza tahtasında tek ayak beklemeleri gerekenler yok muydu? “Alkış yerine okkalı birer protestoyu hak edenler ne olacak?” dediğinizi duyar gibiyim. İnan hangisini sayacağımı, yazacağımı ben de bilmiyorum. Yazmaya kalksam değil bu köşe, tüm gazete yetmez. Onları zaten sizler biliyorsunuz. Kim olduklarını kendileri de çok iyi biliyorlar aslında. Ben onları tamamen vicdanları ile baş başa bırakıyorum. 2018 onlar için kendilerine çeki düzen verme yılları olur belki, kim bilir? Hatta belki de önümüzdeki yıl “alkışlı-yorum” yazımda kendilerine yer bile bulabilirler. Ha gayret!..
HAFTANIN SÖZÜ:Tüm dostların; iyi ve yürekli insanların, düşünebilen, anlayabilen, tartışabilen, düşündüklerini özgürce dile getirebilen, başkaların düşüncesine katılmadığı halde buna katlanabilen, saygı duyan, bundan da mutlu olabilen erkek olsun kadın olsun yiğitçe davranan sevgiye layık tüm sevdiklerimin yeni yılını kutluyorum. Gelecek yeni yılın ve gelecekteki yılların saydığım sevdiğim, içtenlikle selam verdiğim aldığım insan gibi insanlara sayısız iyilikler mutluluklar, zenginlikler getirmesini bir de bunlarla dolu dolu olmasını temenni ediyorum. Ayrıca; ne olursa olsun kışı boşverin yaşamımız hep bahar, yaz olsun.
SAYGILARIMLA