Yerel seçimlere kısa bir süre kala Haymana da o doğrultuda ortam ısındı.

Birçok aday siyaset sahnesinde boy gösterip, hünerlerini sergilerken, ana muhalefet partisi CHP’nin üzerindeki ölü sessizliğini ben anlamakta zorlanıyorum.

Çıkan tüm aday veya aday adayları AKP’ye kilitlenmiş durumda. Birisi de çıkıp “ben de CHP’nin adayıyım” demiyor. Türkiye’nin ikinci partisine Haymana’da bu sessizlik yakışmıyor.

AKP adayını açıklayacak, geriye artanlar lütfederlerse birisi belki CHP’ye başvurup “adayım” diyecek. Bu kimin eseri?

CHP İlçe Teşkilatının mı? CHP İlçe Başkanının mı? Yoksa Haymana’nın mı? Kimin?

CHP’ye sorarsanız “Efendim iktidar partisi haksız rekabet yapıyor. Onlar devlet eliyle yardım, erzak, kömür dağıtarak, devletin her türlü imkanını kullanarak yarışa önde başlıyorlar”

Haksızlar mı? Elbette değiller. Ama bu CHP için bir mazeret olamaz.

Bu durumdan rahatsız binlerce de kişi var. Neden bunları bir araya getirip “Bu sosyal devletin zaten görevi, kim gelirse bu yardımlar olacak” demiyor.

Milletvekili Levent Gök’ün rüzgarından geçinen bir CHP Haymana İlçe Teşkilatı nereye gidiyor? Bu kadar içine gömülmüş, halktan kopuk ve yapılan doğru veya yanlış uygulamalara kayıtsız kalan CHP Haymana temsilcileri bir kurtarıcının gelip kendilerini zirveye taşımasını bekliyorlar galiba?

Ağlamayana meme, acıkmayana ekmek yok. 2014 yerel seçimlerinden sonra CHP’nin ilçemizde hangi etkinliğine şahit oldunuz? Ya da belediye çalışmaları ile ilgili hangi eleştiri veya övgüsünü duydunuz? Seçim zamanları hariç hangi köyde veya evde CHP’li bir yetkili veya görevlinin siyasi çalışmasına tanıklık ettiniz? Yok! Levent Gök gelecek, esnafı vatandaşı gezecek, parti temsilcileri peşine takılacak, Gök gidince “yan gelip yatmaya nerede kalmıştık’a devam edecekler.

Ben bir CHP’li değilim. Daha doğrusu hep söylediğim gibi hiçbir partiyle, resmi veya gayri resmi bağım yok. Ama iş cumhuriyet değerlerine, Atatürk ilke ve inkılaplarına gelince sonuna kadar tarafım.

İşte bu noktada Atatürk’ün en yılmaz savunucusu konumundaki CHP’nin Haymana’da özgül ağırlığının olmaması siyasi olarak çok büyük kayıptır diyorum. Belki bana CHP taraftarları kızacak, hatta köpürecekler. Ama bir gün oturun ve “nerede yanlış yaptık?” diye düşünün, tartışın. “Acaba İlçe Teşkilatını seçerken mi yanlış yaptık, ilçe başkanımız mı yetersiz veya kendimizde mi bir sorun var?” diye sabahlara kadar düşünün.

Cumhuriyet ile yaşıt bir partinin daha dün kurulmuş bir parti karşısındaki en azından Haymanadaki acizliğine bir yorum getirin. Muhalefet ne kadar güçlü ve etkin ise iktidarın çalışması da o derece doğru olacaktır. Ama ortada bir muhalefet olmayınca, iktidar tüm yaptıklarını doğru zanneder, herkesi de doğruluğuna inandırır. Çünkü buna “eğri” diyecek kimse yoktur.

Muhalefet susarsa, sadece seçimden seçime ortaya çıkıp göstermelik birkaç kelam ederse, 5 yıl sıcak koltuğunda pineklerse kusura bakmayın ama AKP yüzde 80 de alır 90 da. Ondan sonra adaylar kapısında kuyruk olur, sende acaba kim oradan geri dönecekte bana gelecek diye bakınır durursun. İğne çuvaldız meselesi, kısacası. Önce şu iğneleri bir kendinize batırdığınızı görelim bakalım, sayın CHP teşkilatı yetkilileri. “Biz nerde yanlış yapıyoruz” diye bir sorun kendinize. Atatürk’e sahip çıkmak Anıtkabir’e ziyaretten ibaret değil. Bu işi hakkıyla yapamayacaksanız bari o rahmetliyi mezarında ters döndürmeyin.

HAFTANIN HABERİ: Kahvede sürekli siyaset konuşan ama hala adaylığını açıklamayan H.U (52) arkadaşları tarafından linç edilmekten son anda kurtuldu. SAYGILARIMLA