ABDULLAH KISA NURİ BEKTAŞ ANADOLU LİSESİ 11. SINIF ÖĞRENCİSİ
Kitap Adı: Gönül Hanım
Yazar: Ahmet Hikmet Müftüoğlu Ahmet Hikmet Müftüoğlu tarafından kaleme alınan ve Milli Edebiyat yıllarını ön plana çıkaran eserde; esir bir Türk subayı ile Gönül Hanım’ın evliliğe kadar varan aşk öyküsü ve bu ikilinin Orhun Abidelerine gitmek için çıktıkları anlamlı yolculuk işlenmiştir. Siyasi roman türündeki eserin şahıs kadrosu; Tolun Bey, Gönül Hanım, Ali Bahadır Kaplanoğlu ve Kont Bela Zichy’den oluşur.
Olaylar I.Dünya Savaşı esnasında Mehmet Tolun’un Kafkas Cephesi’nde esir düşmesi üzerine başlar. Tolun Bey bir gün çarşıda Sibiryalı, tüccar bir aileden gelen Tatar Ali Bahadır ve kardeşi Gönül Hanımla tanışır. Sohbete başlayan üç arkadaş Türklerin Orta Asya’da bulunan Orhun Abidelerini ziyaret etmeye karar verirler. Bu fikir Gönül Hanım’dan çıkmıştır. Öncelikle Tolun Bey’i kurtarma düşüncesine dalarlar ve bu gruba Tolun Bey’in esirlik Macar yedek teğmen Kont Bela Zichy’nin de katılmasıyla yolculuk başlar. Abidelere kadar gerçekleşen yolculuk esnasında Tolun Bey ile Gönül Hanım arasında duygusal yakınlık baş gösterir ve abidelerin yanında bu çift nişanlanır. Kaçak durumda olan Tolun Bey ile Kont Bela Zichy İran üzerinden Türkiye’ye gelir. Tolun Bey Türkiye’de seyahatleri ile ilgili konferanslar verir. Uzun süre haber alamadığı Gönül Hanım ise Rusya’da ihtilal olduğu için abisi Ali Kaplanoğlu ile Türkiye’ye gelir ve Tolun Bey ile evlenir.
Eser ilk olarak Tasvir-i Efkâr Gazetesi’nde tefrika edilmiştir. “Akçağ” yayınlarında çıkan kitabın son kısmında eserin “Tasvir-i Efkâr”daki bölümlerinden kesitlere yer verilmiştir. Eser Müftüoğlu’nun dil, edebiyat, vatan bilinci yönü ile oldukça hacimli bir yapıttır. Bir ideali gerçekleştirmek için yola çıkan, millet olabilmenin dil ve tarihimize sahip çıkmakla mümkün olabileceğini savunan dört gencin seyahatleri Türk gençliğine verdiği mesaj açısından önemlidir. Çünkü bu seyahat sıradan bir seyahat değil Sibiryalı Tatar kardeşler, bir Macar esir ve Türkiyeli bir Türk’ün yüksek bir ideal uğrunda Türk Dilini ve Türk’ün yüksek bir ideal uğrunda Türk Dilini ve Tarihini araştırmak adına yapılmış önemli seyahatlerdendir.
M. Kemal’in de dediği gibi Türk demek, dil demektir. Millet olmanın en belirli niteliklerinden biri dildir. Türk gençliği de bu bilinç ile hareket edip dil ve tarihi değerlerine sahip çıkıp bu değerlere ait varlıkları gün yüzüne çıkartmak için elinden gelen çabayı göstermesi gerektiğini bize tüm varlığıyla bu eser hissettirmiştir.