Haymana Sempozyumundaki akademisyeninden, bürokratına, siyasilerinden dinleyenine kadar herkesin ortak fikri “Haymana olmasaydı bugün Türkiye Cumhuriyeti olmazdı” mealindeydi.

Dünya tarihinde görülmemiş 22 gün 22 gece yaşanan bir meydan savaşı Haymana topraklarında geçiyor ve neticesinde düşman burada bozguna uğrayarak geri çekilmeye başlıyor. Sonrasında Türkiye Cumhuriyeti’nin doğum günü süreci başlıyor.

Lozan Antlaşması bu ülkenin tapusu ise bu tapunun hak edişi Haymana topraklarıdır. Haymana Meydan Muharebesi kaybedilseydi bugün Ankara olmayacaktı. 19 Mayıs’ın anlamı kalmayacaktı. 23 Nisan’da Meclis açılamayacaktı, 30 Ağustos diye bir zafer olmayacaktı, 29 Ekimde Cumhuriyet ilan edilmeyecek, düşmanın istediği olacaktı.

26 Ağustos 1071’de Malazgirt Savaşı ile nasıl Anadolu Türklere kapılarını açtı ise 12 Eylül Haymana Meydan Muharebesi ile Türkler bu topraklarda ikinci defa doğmuştur. Belki de ebediyete kadar Anadolu Türklerin yurdu olarak kalacağı Haymana Meydan Muharebesi ile anlam bulmuştur.

O zaman başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, tüm siyasilere ve partilere, Sayın levent Gök’e çağrımdır. TBMM açıldığında ilk teklif 12 Eylül Haymana Meydan Muharebeleri tüm Türkiye’de resmi ve milli bayram olarak ilan edilme teklifi olmalıdır.

Çünkü bu topraklarda geçen savaş, tüm ülkenin, tüm ulusun savaşı ve var veya yok olma mücadelesiydi.

En az 19 Mayıs kadar, 23 Nisan kadar, 30 Ağustos ve 29 Ekim kadar hatta belki de daha önemli bir gündür, 12 Eylül Haymana Meydan Muharebesi.

Kut’ul Amare Zaferi 2016 yılında resmi bayram olarak ilan edildi. Peki neden 12 Eylül Haymana Meydan Savaşları da resmi ve milli bayram ilan edilmesin? Neden sadece Haymana’da değil tüm yurtta kutlanmasın?

Bu benim tüm Haymana sevdalılarına teklifimdir. Bu teklif tüm siyasilere, Haymana derneklerine, bürokratlarına, Sivil Toplum Örgütlerine ve “Haymana için her şeyi yaparız” diyen herkesedir.

Hatta ismi bile hazırdır “12 Eylül Türkiye’nin Yeniden Doğuş Bayramı” İlk kıvılcımı ben yakmış olayım, bu uğurda ortalığı ateşe vermek sizlere kalsın. Gidin görüşün, kulis yapın, ısrar edin, bastırın, anlatın, kampanyalar düzenleyin ve hem Haymana’nın hem de Türkiye’nin göğsünü kabartan bu bayramı alın gelin.

Evet Sayın Levent Gök, belkide en büyük yük yine sizde. TBMM açılır açılmaz teklifinizi bekliyorum. Sayın Abbas Güçlü, benden de size bir ödev. Hep siz verecek değilsiniz ya. Gazetenizdeki yazılarınızda bunu görmek istiyorum. Sayın Ömer Özkan bir basın toplantısında söz ettiğinizi duymak istiyorum. Ve Ankara Üniversitesi, bir tarih kurumu olarak lütfen bunda ısrar edin. Sadece sempozyum düzenlemekle olmaz bu işler.

Sayın Belediye Başkanım Özdemir Turgut, bunun için de çabalamalısınız. Sayın Rüstem Kandemir, Naci Sezer, Numan Öztürk ve diğerleri.. İşte size bir araya gelip ortak yürüteceğiniz bir çalışma. Bu bizim değil Türkiye’nin meselesidir. Gelecek nesillere bırakacağınız en büyük mirastır. Tarihte yerinizi almak istiyorsanız, elinizi taşın altına şimdi koyun.

Gelin önümüzdeki yıl Haymana Meydan Muharebelerini sadece burada değil tüm Türkiye de kutlayalım. Tarihi fırsatlar insanların ve toplumların önüne bir defa gelir. İşte bugün o gündür. Ya elinizin tersiyle itin, ya da koparana kadar sarılın. Tarih her ikisini de yazacaktır. Tercih sizin. Bari bunu Polatlı’ya kaptırmayalım.

HAFTANIN HABERİ: Haymanalı Sanatçı Özkan Yolcu’nun konseri sırasında Neşet Ertaş’ın ruhunun Haymana’da dolaştığı ve “Sesine gurban olduğum aynı ben” dediği iddia edildi.

HAFTANIN SÖZÜ: Şimdiki kızlara kırmızı başlık takıp ormana yollasan kurdu yiyip gelirler.

SAYGILARIMLA