Ben Gazi Üniversitesi İşletme mezunuyum. Bu ekonomi işinin kitabını yazmasakta, “en iyi ben bilirim” demesekte bu konuda az buçuk mürekkep yalamışlığımız vardır.

Bakın paranın bir reel bir de nominal değeri vardır. Paranın reel değeri maden veya kağıt olarak üretim maliyet değeridir. Nominal değeri ise satın alma değeridir. Misal madeni 1 TL'yi düşünürsek, o 1 TL demiriyle basımıyla 50 kuruşa mal oluyordur. Bu reel değeridir. 1 TL'ye gofret alabiliyorsanız o da nominal değeridir.

Geçen bir haber gördüm. Bir çuval bozuk para. Saydığın zaman toplamı 2 bin 500 TL. Ama içinde değerli metallerde olduğu için hepsini hurdacıya 4 bin TL'ye satmışlar.

Para olarak tutsan 2500, parayla satsan 4 bin TL..Bunun üzerine artık ne söylesen boş. Paran para olarakta para etmiyor. Üzerinde yazanı değil hurdası yani ölüsü dirisinden daha değerli.

Böyle giderse insanlığın ilk zamanlarındaki gibi trampa yani değişim ekonomisine döneceğiz.

Kasaba gidip kıyma alacak, para yerine tereyağı vereceğiz mesela. Ya da bir paket sigara alacak, ücret olarak bakkala bir saat masaj yapacağız. Cami çıkışı kapıdaki dilenciye sadaka olarak güzel söz söyleyeceğiz. Don lastiği alacak, karşılığında kesme şeker vereceğiz. Okey oynayacak, hesap bizde kalınca kahveyi baştan aşağı temizleyeceğiz. Hani lokantada karnını doyurup karşılığında bulaşık yıkamak gibi..

Parayla saadet olup olmadığını öğrenemeden dünyadan göçüp gidecez..

xxxx

1 TON GÜBREYE 2 DÖNÜM TARLA

Bu kardeşiniz aynı zamanda çiftçi. Soyadım gibi toprakla haşır neşirliğim de var. Bazen tarım konusunda yazı yazarken işkembeden atıp tutmuyorum yani.

Devlet bu aralar kuraklık parası veriyor. Tanrı devlete zeval vermesin o ayrı konu.

Bu yıl kuraklık olduğu taa bahar aylarında belliydi. Nitekim harmanda saçımız önümüze döküldü. Biçer girmeyen tarlalar, girse biçercinin utandığı, tarla sahibinin mahçup olduğu bir yıl yaşadık.

Diyeceğim şu.. kuraklıkta perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Devlet “kuraklık desteği vereceğim” demişti. Madem verecek bunu eylül ayı başında verseydi o zaman ben bu parayla 2 ton gübre alabiliyordum. Şimdi aynı paraya 1 ton bile alamıyorum. Parasızlıktan birçok çiftçi taban gübresi atmadı. Bu fiyatlarla çimen gübresi de atamayacak.

Haymana’da bazı köylerde1 Ton Üre Gübre parası ile 2 dönüm tarla alınabiliyor.

Aynı kuraklık gibi bu yılda ürün kaybı kaçınılmaz. Ondan sonra yüksek buğday fiyatları. Gelsin ithal buğday. Buyurun ekmek 5 hatta bu hızla giderse 10 TL olabilir.

Aylık 500-600 TL sırf yavan ekmeğe para verirsek o zaman hep beraber görürüz ebemizin örekesini.

"Lan ekmaanan yi.." diye hikayemiz vardı bizim. Haydin yiyin bakalım ekmaanan. Ya da lokantada az çorba ile 2 ekmek yiyen uyanıklar. Şimdi de yiyin de lokanta sahibi kepçenin sapıyla girişsin size. Ekmek aslanın ağzında falan değil artık, aslanın ta kendisi oldu...