Haymana Belediye başkanlığı için Fahri Usta “bende varım” dedi.
Usta’nın adaylığı başkaları için belki sürpriz olabilir ama ben bekliyordum. Ama tarih olarak belki yılbaşına doğru açıklar diye düşünüyordum. Çünkü normal tarih olarak yerel seçim 31 Mart’ta. Daha 7 aydan fazla bir süre varken Usta’nın adayım demesinin karşılığı ufukta bir erken yerel seçim gözüküyor diye yorumlanabilir.
Bu kadar uzun bir süre varken adayım demek sadece Fahri Usta için değil tüm adaylar için çok ciddi maddi külfet, ayrıca manevi olarak ta çok yorulmak demektir.
Köylerinde mahalle olarak Haymana Belediyesi sandığına dahil edilmesi ile katmerli bir yük bindirdi adayların üzerine. Artık 20-30 bin TL’yi bulan adayım diyemeyecek. Kaba bir hesapla 31 Mart’a kadar 200-300 bini bulan bir masrafı gözden çıkaran koltuğa talip olabilecek.
“Fakirim ama, zeka, yetenek, proje, Haymana’yı kurtaracak formül bende” diyerek aday olmak eskidendi. Şimdi paran varsa siyasettesin. Yoksa ancak seçim bürosuna çaycı olabilirsin.
Peki Usta’nın da aday olması ile bir erken yerel seçim olabilir mi?
Ekonomik olarak bir erken seçimi daha kaldırabilir miyiz bilemem? Ama olursa katmerli bir fatura daha bizim sırtımıza biner, demedi demeyin. İçinde olduğumuz ekonomik krizin bir sebebi de erken genel seçimlerdir. Partilere dağıtılan seçim yardımları, yapılan propagandalar, gezmeler, tozmalar, bayraklar, yemeler, içmeler vs.. alayı devlet bütçesinden yani diğer tanımla bizim cebimizden çıktı. Bir anlamda biz birilerini koltuklara taşıdık, koltuğun yayları bizim kaba yerlerimize battı.
4.50 olan dolar 7.50’lere çıkınca feryat figan başkalarına çatan ve “Onlar yaptı” diyen yetkililer, dolar geri 6 TL’ler seviyesine inince ”Biz indirdik” deyip neredeyse milli kahraman ilan edildi. Bu rüzgarla bir erken yerel seçim gelebilir. Çünkü biz kağıttan kaplanları pek severiz.
Usta “Partim olan AK Parti beni gösterirse adayım” dedi. Bir anlamda AK Parti başka adayı gösterirse “ben yokum” dedi. Bununda şu açıklaması olabilir. Usta partiye yakındır ve muhtemelen bir işaretle “Adayımız sensin” tüyosunu almış olabilir. Şimdi aday adaylarının birçoğu AK Parti’ye göz dikmiş durumda. “AKP gösterirse adayım” demek işin kolay tarafı. Zor olanı “her halükarda adayım” diyebilmek.
Daha önce de yazmıştım. İktidarı arkasına alıp aday olmak herkesin hedefi ve hayalidir. Hem maddi anlamda devletin imkanlarını büyük ölçüde kullanmak ve okkalı bir yardım almaktır. Hem de iktidarın ve Erdoğan’ın rüzgarıyla yelkenini şişirmek, sandığa kendi oylarıyla birlikte iktidar oylarını da koymaktır.
Ama hem maddi olarak elini taşın altına koyup “hangi parti olursa olsun adayım” diyebilmek, hem de projeleriyle “ben gelirsem Haymana işte bunların sahibi olacak” diyerek halkı ikna edebilmek daha kutsal ve erdemli olandır.
Düşünün; bugünkü belediye yönetimi AK Parti’den ve neredeyse tüm imkanları var. Peki Haymana istihdam, gelişmişlik, kalkınma ve aklınıza gelecek tüm güzelliklerin neresinde? O zaman demek oluyor ki, iktidar ile beraber yürümek demek her şeyin daha iyi olacağı anlamına gelmiyor.
Kuş uçmak için rüzgardan yardım alır, ancak onu asıl uçuran kanatlarıdır. Mevzu uçmakla da sınırlı değil aslında. Hem kuş gibi uçacaksın, hem de arı gibi bal yapacaksın. Yoksa memlekette uçmaktan kolayı yok. Bakın etrafa, herkes kendine göre uçmuş.
HAFTANIN HABERİ: Bayram harçlığı için gelen yeğenine kurbanın tek böbreğini veren F.Ö(48) yine küfür yemekten kurtulamadı.
HAFTANIN SÖZÜ: 80 Milyonluk memleketten futbolcu yetişmiyor diyorlar. 80 milyonluk memlekette inek bile yetişmiyor, dışardan alıyoruz.
SAYGILARIMLA