Gazetemizin fiyatını değiştirmeyi düşünüyoruz. 1 TL olan normal fiyata yeni tarifeler koymaktır niyetimiz.
Misal gazeteyi gelip matbaadan alırsanız yine 1 TL. Ancak dükkanınıza kadar gelirse 1.25 TL. Niye mi? Eee.. dağıtım bedeli.
Bir 5 kuruş’ta enerji fonu için üstüne koyalım diyoruz. Sonuçta bizde baskıyı elektrikle yapıyoruz. Sonra haber toplamak, bunu yazmak, basmak ve diğer uğraşlarda bizde enerji harcıyoruz. Bunun da bir bedeli olması lazım değil mi?
Facebook ve internet farkı olarak’ta 10 kuruş daha ilave etmeyi ciddi ciddi düşünüyoruz. Gazeteyi okudunuz tamam. Ama facebok’ta paylaşıyoruz, internetten yayınlıyoruz. O ne olacak? Bunun da bir ceremesi olacak elam. Yaz baba 10 kuruş daha.
Hatta bir de hurda bedeli var. Misal gazeteyi okudunuz, daha sonra ne yapıyorsunuz? En basiti sofra altı yapıyorsunuz. Soba tutuşturuyorsunuz. Olmadı buruşturup cam siliyorsunuz. Eh bunları da gazetemiz sayesinde yapıyorsanız, bize bunun bedelini ödeyeceksiniz. Yazalım mı buna da bir 5 kuruş.
Bu gazete matbaada basıldığına göre, baskı makinesinin bakımı var, ilacı var, yağı var, mürekkebi var. Su yakmıyor ya. Bir 10 kuruş’ta onun için ilave edelim.
Bazı beleşçiler var. Onlar gazeteyi alıyor ama 1 TL’yi vermiyor. Eh bu para niye bizim cebimizden çıksın? Onu da siz değerli okurlarımıza yüklemek anamızın ak sütü gibi hakkımız. Yaz baba oraya bir 15 kuruş daha “Kayıp-kaçak ve beleşçi bedeli” daha.
Ne etti? Yaklaşık 1.75 TL falan. Bunun KDV’si var, yuvarlama farkı var, sokağa atarsanız çevre temizliğine zararınız var, gözünüzün üstünde kaşınız var. Düz hesap 2 TL. Haydin hayırlı olsun.
Nasırınıza basılmış gibi zıpladınız değil mi? “Ulan böyle şey olur mu?” Diye.
Elimde hem elektrik, hem de su faturası var. Onlarda yazıyor, dağıtım bedeli diye. Elektriği trafodan kendiniz alın, dağıtım bedeli ödemeyin. Yok gardaşım evinize kadar geliyorsa, elbette dağıtım bedeli ödeyeceksiniz. TRT payı var. Sen başka kanal izleyebilirsin. Ama kumanda da hasbel kader TRT’ye basmışsan bunun da bedeli olacak tabii. Yok TV’den TRT kanallarını silersen belki bu parayı ödemekten yırtabilirsin. Türkiye’nin herhangi bir yerinde adam ahırdaki eşeğini ufo ile ısıtıp parasını da ödemiyorsa, bunu biz ödeyeceğiz tabii. Yazık Enerji-Sa’nın cebinden mi çıksın. Zaten züğürt garipler. Nasıl elektrik faturasında bunları kayıp-kaçak bedeli olarak paşa paşa ödüyorsunuz, gıkınız çıkmıyor, gücünüz bize mi yetiyor?
Aynı şekilde ASKİ’nin su faturası da böyle değil mi? Okuma bedeli, atık su bedeli, zırt pırt bedeli var. Su eve gelirken kötü yola düşmüşse, onu namuslu bir şekilde, çocuklarının anası, evinin kadını yapmak için şube yolu bakım bedeli var. Bir yerlerinizi yıkadığınızda döktüğünüz suyun “Atık su bedeli var” Ortaya küsürat çıkınca da hoop yuvarlama var. Vergisi, algısı, anasının nikahı, oldu mu sana 10 TL’lik su 20 TL.
Bu gibi bedelleri size yansıtıp “gazete şu şu sebepten dolayı 2 TL” dersek, nasıl boş böğrünüzü yumruklayıp, “Aneeyyy…” diyorsanız, o zaman ASKİ, ENERJİ-SA’ya veya diğerler faturalara da “ne oluyor bilader” deyin bir zahmet.
Bunları bize reva görenleri yere göğe koyamayıp, çatlayana kadar alkışlayanlaradır sözüm. “Bizim millet bir gariptir, her lafı kaldırmaz, İ..e dersin kızar da, ırzına geçersin aldırmaz” demiş şair. Yalan mı söylemiş? Yok. Bence az bile söylemiş.
HAFTANIN ŞAKA HABERİ: Haymana halkı su faturalarında, “Musluklardan çikolata renkli su bedeli” ile karşılaşınca yeni bir şok daha yaşadı.
SAYGILARIMLA