Şimdiye kadar gördüğüm bence en beceriksiz Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli istifa etmiş ya da ettirilmiş. Kepeğin ekilen bir şey olduğunu zanneden kişiydi Pakdemirli. Bu akıl Türk tarımını yönetiyordu işte. Daha ötesi var mı? O nedenle kara saban-öküzle yaptığımız tarımdan bile geriye kaldık. Toprak büyüklüğü Konya kadar ülkeler dayadı bize fasulyeyi, mercimeği, birileri de gazladı, yellene yellene bugünlere geldik.
Bakın Japonya’ya. Adamlar 2. Dünya Savaşı'nda iki tane atom bombası yedi. Taş taş üstünde kalmadı. Büyük acılar yaşadılar. Ama silkindi kalkınma hamleleri başladı ve akabinde ekonomide dünya devi oldu. Japon ekonomisi dünyada 5.1 Trilyon dolar ile 3. sırada.
Bu müthiş servete rağmen Japonya ve dünyanın yükselen yeni gücü Çin, pirinç tarımını hiç bırakmadı. Çünkü bir savaş veya afet durumunda karınların para veya altınla değil pirinçle doyacağını biliyorlardı.
Biz ise dünyada sayılı kendi kendine yeten ülke iken bir anda ters takla atıverdik. Çok ciddi buğday üreticisi iken dışa bağımlı hale geldik. Hatta şu anda buğday dünyadaki en stratejik ürün durumunda.
Ama biz yanlış bir ithalat politikası ile bugün bu haldeyiz. Eskiden Haymana TMO'nun hem siloları hem de Haymana çıkışındaki alım yerinde buğday yığınları olurdu. TMO bunu yeni mahsul hasat edilene kadar satmaz, kıtlık-savaş gibi durumlarda kullanılmak üzere saklardı. Bugün bir savaşa girsek bir hafta sonra yorgan kemirmeye başlarız. Hatta bakın bugün başkası savaşıyor ceremesini biz Karagözler çekiyoruz. Kara gün akçesi gibi kara gün buğdaylarını da har vurup harman savurduk şükür.
Çiftçi, üretici zor hem de çok zor durumda. Efendim "Haymana'da Ahmet ağa çift çeker traktör almış, Ali efendi de alet edevatı durmadan yenilemiş. Çiftçi çok kazanıyormuş” Bırakın Ali’yi Ahmet’i. Hani hep denilen "Büyük resim"e bakmak lazım.
Tarım arazilerini imara ve ranta açanlara, büyükşehir yasası ile köylüyü köyünden edenlere, köylüye hizmet etsin diye açılan bankaların kimlere hizmet, pardon peşkeş çektiğini bilenlere, TMO, kooperatifler gibi yerleri bu hale getirenlere bakın. Ondan sonra köylünün yenilenen traktörüne bakarsınız.
Petrol-doğalgazda dışa bağımlıyız evet, bir yerde anlarım. Ama ülkenin her yerinde yetişen buğday, arpada, ayçiçeği vb. ürünlerde bile dışa bağımlı olmayı becermek bile takdire şayan. Aşkolsun size...
Ülkemin toprağına insan ek yetişir. Ama bir yerlerde vitaminsizlik var ki zekası kıt yöneticiler yetişiyor. Türkiye gibi muazzam bir ülkede tarımda dilenci hale düşüyorsak bunun adı ihanetten başka birşey değildir.
Özellikle son 10 yılda ve en çokta Bekir Pakdemirli zamanında Türk tarımı yerle yeksan edildi. Bekir Pakdemirli istifa etti. Ama çiftçi ve üretici zaten çoktaann bu topraklardan istifasını vermişti bile....Türkiye topraklarında kimse doyamıyorsa, sebep olanların gözünü toprak doyursun ne diyelim...
Haa giderayak sorayım; Sayın Pakdemirli hani akşama kadar 7 TL yakan yerli ve milli elektrikli traktörün üretimi vardı... ne oldu o iş?
HAFTANIN HABERİ: Diyanet İşleri 1 teneke sıvı yağa 7 kişinin ortak girebileceğini müjdeledi.
HAFTANIN SÖZÜ: Aga’ya sormuşlar; “Senin agalığın ne zaman bitecek?” Aga; “Sizin eşekliğiniz bitene kadar...”