Bebeliğimizin en popüler oyunlarından birisiydi “Eşek-davacı” oyunu.

Hani şu laptopların, cep telefonlarının, bilgisayarların falan icat olmadığı belki de ömrümüzün en güzel çağları.

Adamların adam gibi olduğu, çocuklarında gerçek çocukluklarını yaşadığı tozun, çamurun kıymetli olduğu devirler.

Çocukların istismar edilmediği, tecavüze uğramadığı, robotlaştırılmadığı, hakikaten çocuk olduklarının hissettirildiği çağlar.

Bilen bilir bu oyunu. Kağıtlara yazılan eşek, davacı, hakim ve polisi kura ile çekenlerin görevleri vardı. Kağıdında davacı yazan arkadaş kısmetine eşek düşeni arar, bulursa eşek dayak yer, bulamayınca davacı. Dayağın kaç adet olduğunu hakim tayin eder, poliste uygulardı.

Bu oyun nereden aklıma geldi? Geçtiğimiz günlerde elektrikteki “kayıp kaçak bedelinin şirket riski olduğu” hukukçularımız tarafından ret edildi. Artık bu iş resmi olarak da netleşmiş oldu. Bundan sonra başkasının kaçak kullandığı elektriği, dürüst kullanan seve seve(!) ödeyecek.

Birisi çalacak, bir diğeri çalınana göz yumarak, nasıl çaldığını aramayacak, çalmayan da paşa paşa başkasının çaldığını ödeyecek. Hırsızın hiç suçu olamayacak kısacası.

Bu konu gündeme gelince nedense aklıma geldi “eşek-davacı” oyunu. Bu durumda eşek kim, davacı kim işin içinden çıkamadım. Ha unuttuğum bir şey daha var. Hani oyunun sonunda eşek veya davacı dayağı yemeden hakim karar verirdi, “yağlı mı olsun, yağsız mı?” diye. Yani dayağın şiddetini belirlerdi. Kısmete “yağlı” çıkarsa Allah ne verdiyse vururdu polis olan oyuncu.

Şimdi bu duruma göre davacı elektrik şirketi olduğuna göre, eşek, hatta hatta uzun eşek direk çalanın da payını ödeyen veya ödemek zorunda olan dürüst vatandaş oluyor galiba?

Şimdi final olarak yiyeceğimiz kazık yağlı mı olacak, yağsız mı? Esas önemli olan bu.

Bunca yıl hayat pahalılığından etin, sütün, ekmeğin yavanını yiyen vatandaş ilk defa yağlı bir şey yiyecek. Sevinin lan fakirler. Aman sopayı okkalı vurun bari, şöyle yağlı yağlı çoluk çocuk yiyelim. Hatta suyundan da koyunda ekmek banalım.

Sözün özü de şu olsun, “Biz eşek olduktan sonra semer de vuran çok olur, dayak atanda” önemli olan bunun ne kadar yağlı olduğu.

HAFTANIN HABERİ: 10 yıldır bayramlarda dedesini aramayan S.H (26) soy kütüğünden dedesinin dedesini arayarak ailesinin gözlerini yaşarttı.

HAFTANIN SÖZÜ: Eskiden fabrika açanlar alkışlanırdı, şimdi fabrika kapatanlar alkışlanıyor.

SAYGILARIMLA