Bir seçim daha kapıda. Bayram değil, seyran değil bu da nereden çıktı demeyin, birileri çok fena bozuluyor.

Son bir sene içinde,

“Erken seçim falan kesinlikle yok öyle bir şey” dediler.. vatandaş çılgınca alkışladı.

“Erken seçim vatana ihanettir, isteyen de vatan hainidir” dediler…vatandaş alkıştan coştu.

“Erken seçim kararı aldık” dediler…alkış kıyamet oldu.

Yav bir yerinizde durun. İçtiğinizden hepimize verinde hep beraber coşalım.

16 Nisan da “Başkanlığa EVET deyin, koalisyonlar dönemi sona erecek” dendi. Şimdi partilerin koalisyon yapmayanını neredeyse dövüyorlar.

“EVET’e mührü basın ekonomi coşacak” dendi. Coşan petrol ve dolar oldu.

“Hadi aslanım EVET’le sandıkları patlatalım, işsizlik düşecek” dendi. İşsizlik son yılların en yüksek rakamlarında.

Peki erken seçim Haymana’ya ne kazandıracak? Bundan önce ne kazandırdıysa ya da kazandırmadıysa yine aynısını.

Mesela bir cezaevi gelecek mi? Bodoslama battığımız eğitim için neler yapılacak? Sürekli düşen nüfusumuzu geri kazanmak için hangi adımlar atılacak? İstihdam adına hangi yatırımlar yapılacak? Şehre katma değer ve güzellik katacak hangi projeler düşünülüyor? Tüm bunlar için daha önce söylenenler, bol keseden atılanlar ve işte geldiğimiz nokta. Ben bunların peşindeyim.

16 Nisan’dan önce Gökçek gelip, “Kapalı Pazar yeri yapacağız, Çin’den süs havuzu getireceğiz, Şehitler meydanını baştan düzenleyeceğiz, Haymana’yı baştan inşa edeceğiz” demişti. Gökçek gitti kavga bitti mi? Mustafa Tuna bu söylenenleri yapamaz mıydı? Sonuçta yapmadılar.. gerisi laf-ı güzar.

Ben bunları yazınca “Sen solcusun” diyorlar. Ucundan solculuğun-sağcılığın ne olduğunu sordum? Askerdeki gibi “Sağım sarımsak, solum soğan” gibi sallamaya başlayınca, ısrar etmedim.

Yazılarımı okuyan bir diğeri, “Kesinlikle sen CHP’lisin” dedi. “Değilim ama velev ki solcu ya da CHP’liyim. Peki suç mu?” dedim. Gevelemeye başlayınca zorlamadım. Kendime göre doğrular, başkalarına göre eğri olunca etiketlemek, bir hizaya sokmaya çalışmak ne kolay.

Tanıyan bilir. Kendime göre bir ideolojim ve yıllardır koşturup, kesinlikle bir çıkar gözetmeden daha çok çilesini çektiğim bir partim vardı. Artık yok. Daha doğrusu hiçbir partiyle resmi bağım yok. Kula kulluk eden, birilerine kapı kulu olan bir partiye hizmet etmem.

Hukuk, demokrasi, özgürlük, ekonomi, dış ve iç politika, benim ve çocuklarımın geleceği olan yaşadığım yere yapılan hizmet benim kriterlerimdir. Bunlara hizmet eden görüşe de tarafım. Yoksa sağcı, solcu, şu parti bu parti önemli değil.

Ama görüyorum ki, yapılamayanlar yapılmayacaklara teminat gibi olmaya, kabak tadı vermeye başladı. Ondan beri her seçimde bol kepçe dağıtılan vaatlerden sonra, aynı kepçe ile gözümüz oyulmaya başlandı. Artık her seçime bir kandırmaca gözü ile bakıyorum. Hele ki alakasız ve zamansız bir erken seçimse dayatılan.

Kısaca herkesin dilindeki lafı söylüyorum, “Düğün aceleye geldiyse gelin kesin hamiledir”

HAFTANIN HABERİ: Her düğünde yaşlıların “Hadi artık sıra sana geldi” denilmesinden bıkan E.D(42), bir cenazede aynı yaşlılara giderek, “Hadi artık sıra size geldi” diyerek intikamını aldı.

HAFTANIN SÖZÜ: Önceden nereye baksam sen vardın sevgilim.. Şimdi ise Suriyeliler. (Kamyon arkası yazısı) SAYGILARIMLA