Nerdeyse tüm dünyanın ortak hedefi bugüne kadar hep Yahudiler ve İsrail olmuştur. Özellikle bizde hemen her taşın altında bu iki olgu aranır ve başa çıkamadığımız her meseleden sonra “işin içinde başta İsrail olmak üzere dış güçler var” der sıyrılırız. Bugünlerde ise en karışık ülkelerin başında İsrail var. Yıllardır ülkeyi yöneten Netenyahu’ya karşı sokak protestoları ayyuka çıktı. Bu olayların üzerine Netenyahu’nun oğlu bir açıklama yaparak “Tüm bu olayların arkasında dış güçler var” dedi. Hayda... oğul Netenyahu tüm büyüyü bozdu. Hani şimdiye kadar dış güçler sizdiniz? En azından biz öyle biliyorduk. Ya da bize hep öyle öğretilmişti. Nereli ya da hangi ülkenin vatandaşı olursan ol, siyasetin söylemi, argümanı hiç değişmiyormuş, bunu şimdi çok daha iyi anladık. Altından kalkamayacağın bir durum olunca düşman basit; “Dış güçler...”
Baktın beceremiyorsun, düşündün altından kalkamıyorsun, zorladın olmuyor, hemen çekmeceyi
açıp zor günler için kumbaranda biriktirdiğin nutuk hazır; “Biz aslında çok iyiyiz de dış güçler tekerimize taş koyuyor, b.kaçomak sokuyor” Denklem çok basit; önce bir düşman belirle,
medyanla, trollerinle, etrafındakilerle bu düşmanı sanal olarak büyüt, devleştir, köşeye
sıkışınca da soslayarak servis et. Önce sen inan, sonra da herkese inandır. Amerika bile altından kalkamadığı meselede “Kahrolası federaller” diye topu taca atmayıbaşarırken, bizim gibi ülkelerin “Dış güçler” aforizması elbette çok tutar, ki tutuyorda.
“Marketlere, kasaba güç mü yetiyor, kiralar aldı başını gitti, geçinemiyoruz” dediğiniz anda “Dış güçler ekonomimize saldırıyor. Yoksa bir eliniz yağda, ötekisi hemde karakovan balında olurdu” cevabı hazır. Ya da dolar uçtu, altın fırladı, TL’nin gücü kalmadı” diye sesli bile düşünseniz, hemen kulağınızın dibinde bir fısıltı duyarsınız “Ah bu dış güçler olmayaydı, dolarla elinizi
yüzünüzü silerdiniz” Demekki bu dış güçler ne İsrail ne Abd ne deİngiltere’ymiş. Yoksa onlar da lamba tutarak dış güç aramazdı. Aynaya bakar “Aha düşmanımız” derdi. O zaman tek bir olasılık kalıyor geriye, bu dış güçler dünya dışı yaratıklar. Öyle ya, ihale onlara kaldı. Amerika başı sıkışınca “Kahrolası Mars’lılar” ya da İsrail tepkileri görünce “Ulan bu Venüs’ten gelenler”
dese haksız mı? Duvarda Adem ile Havva resmi asılıymış Resmi inceleyen Alman “Adem ile Havva mutlaka Alman olmalı demiş. Bakın ne kadar mağrur duruşları var”. Fransız itiraz etmiş,
“Havva ne kadar güzel, Adem’de çok yakışıklı. Olsa olsa Fransız olmalılar”Tabloyu uzun uzun inceleyen Türk tartışmaya son noktayı koymuş; “Bunlar kesin Türk’tür. Bakın üstlerinde yok, başlarında yok. Ama hala kendilerini cennette sanıyorlar” Demek istediğim ilk insandan bu yana kimse kabahati üstüne konduramaz, hep başkaları ya da birileri suçludur.Hz. Adem ve Hz. Havva akabinde cennetten kovuldular. Peki burada suçlu Adem veya Havva
mı? Yoksa onları yasak elmayı yemeye iten dış güçler mi? Meseleye bak, ilk insandan başladı,
neredeyse kıyamet kopacak ama dış güçler meselesi hala çözülemedi. Aslında tam ben çözecektim lakin dışardan bir tıkırtı gelince dikkatim dağıldı. Kahrolası dış
güçler....
HAFTANIN HABERİ: Fahiş fiyatlara çıkan baş soğan iyice havaya girdi; “Soğan değil artık
Soğan Bey diyeceksiniz...”